Unutmadan Söylemeliyim: Sağlıklı Yaşam
Sağlıklı Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlıklı Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2017-09-18

GIDA KATKI MADDELERİ VE ALERJİ

GIDA KATKI MADDELERİ VE ALERJİ

katkı maddesi

Günlük yaşantımızda tükettiğimiz gıdalarda ne tip katkı maddesi olduğunu yada ne kadar miktarda kullanıldığını biliyormuyuz? Gıda katkı maddeleri toplumun her kesimini beslenme ve sağlık açısından ilgilendiren ve kullanımı çok eskidir. Bundan 10 bin yıl önce keşfedilen ve günümüze kadar kullanılan ilk gıda katkı maddelerinin başında tuz, baharat, duman ve sirke gelmektedir.
Ancak gıda katkı maddeleri yasal açıdan ele alındığında bunların yarar ve zarar ilişkilerinin net bir biçimde ortaya konması, beklenen işlevlerinin ve kullanımında sağlayacağı kolaylıkların neler olduğunun bilinmesi zorunludur.
Gıda katkı maddelerinin gıda endüstrisinde kullanımı çağın gerektirdiği gibi teknolojik gereksinimlerden kaynaklanmıştır. Ancak bunun yanı sıra; dünya nüfusundaki artışlar, gıda sektörünü besleyen ham madde kaynaklarındaki azalmalar, insanların yaşam standartlarını yükseltme eğilimleri gibi etmenler teknolojik buluşları yönlendirmiştir. Gıda sektörüne yeni ve üstün teknolojilerin kazandırdığı değişik üretim teknikleri, buna göre ürünlerin çeşitlenmesi, tüketici beğenisinin değişmesi ve bilinçlenmesi, mevsimlik gıdaların yılın her döneminde tüketilme eğilimlerinin artması, ürünlerde raf ömrünün uzatılması ve kalitede standardizasyon zorunluluğu, daralan gıda kaynaklarının rasyonel kullanımı gibi hususlar, gıda endüstrisinde kullanılan tekniklerin yanı sıra "gıda katkı maddelerinin günümüzde kullanımını zorunlu hale getirmiştir.
Kullanılan bu katkı maddelerine bazı kişilerin aşırı duyarlı olmasından dolayı gıda alerjileri de ortaya çıkmaktadır.
Gıda Katkı Maddelerinin Beklenmeyen Reaksiyonlara Neden Olduğu Bilinmektedir.
Katkı Maddesinin Adı Kullanım Sebebi
Aspartam Tatlandırıcı
Benzoatlar Koruyucu
BHA, BHT Antioksidan
Gıda Boyaları Renklendirici
MSG Lezzet Arttırıcı
Nitrat ve Nitritler Koruyucu
Parabenler Koruyucu
Sülfitler Koruyucu
ASPARTAM: Yapay tatlandırıcı (diyet şekeri) olarak bilinir. Genellikle şeker yerine tatlandırıcı olarak kullanılır. Aspartam, %40 aspartik asit, %50 fenilalanin ve %10 metanol karışımından oluşur. Aspartam duyarlı olan kişilerde anjioödeme veya göz kapaklarında, dudaklarda, ellerde veya ayaklarda şişmeye neden olur. Ancak, bu bulguların görülme sıklığı azdır. Baş ağrısı, uyuşukluk, kas spazmları, yorgunluk, depresyon, solunum güçlüğü, çarpıntı ve çeşitli allerjik reaksiyonlardır.
BENZOATLAR: Benzoatlar, muz, kek, hububat, çikolata, soslar, katı ve sıvı yağlar, meyankökü, margarin, mayonez, süt tozu, patates tozu ve kuru maya gibi bazı gıdaların işlenmesi sırasında gıda koruyucusu olarak kullanılır. Benzoatlara karşı gerçek alerjik reaksiyon çok çok azdır.
BHA/BHT- BHA (Butillenmiş hidroksiyanozil) ve BHT (Butillenmiş hidroksitoluen) antioksidandır. BHA ve BHT özellikle katı ve sıvı yağlar ile hububat ürünlerinde kullanılır. Duyarlı kişilerde kurdeşene sebep olurlar; bununla birlikte gerçek alerjik reaksiyon çok nadirdir.
GIDA BOYALARI: Gıdalara renk vermek için kullanılırlar. Bunlar, E102 (Tartrazin) gibi numaralarla isimlendirilirler.
Kekler, şekerlemeler, konserve sebzeler, peynirler, çikletler, sosis, dondurma, portakalı içecekler, salata sosları, mevsim salataları, alkolsüz meşrubatlar ve ketçap gibi bazı gıdalar tartrazin içerirler. Tartrazin duyarlı insanlarda çok nadir oluşmakla birlikte kurdeşen veya astım ataklarına neden olur.
MSG: Monosodyum glutamat (E621) özellikle uzak doğu (Çin, Japon) ve Türk mutfağında kullanılır. Bununla oluşan reaksiyona “Çin Restoranı Sendromu” da denir. Bir çok imalathane ve restoranda da değişik gıdalarda lezzet arttırıcı olarak kullanılır.
MSG ile oluşan reaksiyonlar şöyledir: Baş ağrısı, bulantı, ishal, terleme, göğüste sıkışma, boyun arkasında yanma. Bu tür reaksiyonlar fazla miktarda MSG alınması sonrası oluşur. Bu maddeyi tüketen astımlı hastalarda ağır astım atakları oluşabilmektedir.
NİTRAT/NİTRİTLER: Bu iki madde hem koruyucu olarak hem de renklendirici ve lezzet arttırıcı olarak kullanılır. Nitrat ve nitritler özellikle sosis, salam gibi et ürünlerinde bulunur. Bazı kişilerde baş ağrısı ve kurdeşene neden olabilirler.
PARABENLER: Parabenler gıda ve ilaçlarda koruyucu olarak kullanılırlar. Metil, etil, propil, butil paraben ve sondum benzoat bunlara örnektirler. Bu maddelere duyarlı kişilerde alındıklarında, ağır cilt bulguları veya deride kızarıklık, şişlik, kaşıntı ve ağrıya neden olurlar.
SULFİTLER: SO2, sülfitleyici maddeler (Sülfür di oksit, sodyum veya potasyum sülfit, bisülfit, metabisülfit) olarak da bilinirler. Gıda koruyucusu olarak ve fermente içeceklerin kaplarında kullanılırlar. Fırınlanmış ürünler, çaylar, çeşniler, deniz ürünleri, reçeller, jöleler, kurutulmuş meyveler, meyve suları, konserve ve suyu alınmış sebzeler, dondurulmuş patates ve çorba karışımlarında, bira şarap ve elma şarabı gibi içeceklerde bulunurlar.
Sülfitler göğüste sıkışma, kurdeşen, karında kramp, ishal, kan basıncı düşmesi, başta yanma hissi, halsizlik, nabız hızlanması gibi bulgulara neden olur. Ayrıca sülfitler, bunlara duyarlı astımlılarda astım atağını tetikleyebilir.
Bir çok restoranın salata barında yüksek düzeyde sülfit mevcuttur.
KARMEN KIRMIZISI: Bir çok yiyecek, içecek, ilaç ve kozmetiğe pembe, kırmızı, mor renk vermek için yüzlerce yıldan beri kullanılan bir maddedir. Karmen kırmızısı, sentetik bir boya olmayıp bir böcekten elde edildiği için doğal bir katkı maddesi olarak kabul edilir. Karmen kırmızısı, derideki basit döküntü ve kaşıntılardan, ölüme kadar gidebilen anaflaktik şoka neden olduğu bilinen bir maddedir.
Bazı alerjik reaksiyonlar saatler hatta günler içinde gelişir. Bu reaksiyonlar gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonları olarak adlandırılır. Tipik semptomlar genel olarak deri, akciğerler ve bağırsaklarda ortaya çıkar.
Gıda intoleransı; immun sistemin işin içinde olmadığı bir reaksiyondur. Reaksiyon özel bir gıdanın yada bileşenin sindirilmemesinden yada emilmemesinden kaynaklanır. Semptomlar kişiden kişiye değişebilir. Gıda intoleransına örnek laktoz intoleransı, buğday intoleransı ve fındık intoleransıdır.
Şimdilik gıda intoleransında tam şifayı sağlayacak yeterli tedavi yoktur. Tanı konulduğunda, problem yaratan gıdadan sakınmak tek etkili tedavidir. Ancak, bazı ülkelerde laktoz intoleransı için laktaz enzimi içeren preparatlar bulunmaktadır.
Gıda alerjisi ve intoleransı tipleri : Bazı durumlarda, aynı ürünün hem intoleransa hem de alerjiye birlikte sebep olabildiği bilinmelidir:
Süt : Sütteki proteine karşı alerji, laktoza karşı intolerans
Buğday : Buğday proteinlerine karşı alerji, glutene karşı intolerans
Gıda Katkı Maddesi Duyarlılığının Kontrolünün; en iyi yolu hangi gıdada hangi katkı maddesinin bulunduğunun bilinmesi ve bunlardan uzak durulmasıdır. Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanınız hangi gıdanın bu bulgulardan sorumlu olabileceğini ve bunun tüketiminizden ve diyetinizden çıkarılması konusunda size yardımcı olacaktır.
Herkese Sağlıklı Günler Dilerim.
Arzu BOYACI

2017-09-06

Dijital Unutkanlık

Dijital Unutkanlık

unutkanlık

Biz "Unutmadan Söylemeliyim" demiştik çünkü bir çok şeyi unutuyorduk fakat bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki bir çok insan aynı dertten muzdarip.

Gelin bu sorunun en çok neyden kaynaklandığına bakalım.


Hafızamızı internete devrettik ve dijital unutkanlık başladı.


İnternet öncesi devri hatırlayabilen herkes size söyleyecektir, bugünlerde bilgiyi bulmak, eskiden olduğundan felaket biçimde daha kolay.
Fakat dijital teknolojiler ve onların bize sağladığı anlık yanıt yetenekleri ile meydana gelen hayat kolaylığı, yazılım şirketi Kaspersky Lab tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre bilgileri hatırlama ve geri çağırma ile ilgili olan doğal yeteneklerimiz üzerinde korkunç şekilde olumsuz etkilere sahip olabilir.
“Dijital unutkanlık”, araştırmacıların tanımladığına göre bizim adımıza saklayıp hatırlaması için dijital cihazlara güvenmek ve bilgiyi unutmak anlamına geliyor ve görünüşe göre hem gençler hem de yaşlılar için bir sorun haline dönüşüyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, cevap verenlerin yüzde 91.2’si “interneti, beyinlerinin çevrimiçi uzantısı olarak kullandığını” belirtiyor.
Daha da kötüsü, her şeyi gören ve her şeyi bilen internete olan güvenimiz, bizi tembel de yapıyor: ankete katılan tüketicilerin aşağı yukarı yüzde 50’si, belirli bir olguyu hatırlamaya çalışmak yerine bile internete başvuracaklarını söyledi ve insanların dörtte birinden fazlası internetten topladığı bilgiden faydalandıktan sonra bunu hemen unutmaktan mutlu.
Elbette, Google’da arama yapmamıza sebep olan her küçük şey, daima saklamaya değer kıymetli bir anı değil fakat buna rağmen, anlık arama motoru kültüründen duyulan memnuniyetin, beyinlerimizi bütün bilgi çeşitlerine bir tür tek kullanımlık atıştırma olarak davranması için etkin biçimde eğittiği açık. Üstelik sonuçların ciddi hale gelmesi olası.
İngiltere’deki Birmingham Üniversitesi’nden Maria Wimber şöyle aktarıyor: “Önceki araştırmanın tekrarlı bir şekilde gösterdiği gibi, bilgiyi etkin şekilde yeniden çağırmak, kalıcı bir hafıza üretmek için çok verimli bir yöntem. Buna zıt olarak, bilgiyi edilgen şekilde tekrar etmek (ör. internet üzerinde onu tekrar tekrar aramak) aynı şekilde sağlam ve kalıcı bir bellek izi bırakmıyor.”
“Bu araştırmaya dayanarak, bilgiyi hatırlamaya çalışmadan bile onu arama eğiliminin uzun dönemli belleklerimizin gelişmesini önlediği ve bu sebeple bilgiyi sadece yüzeysel bir şekilde, anlık temelde işlememize neden olduğu savunulabilir.”
Haberlerin hepsi o kadar olumsuz değil. Önemsiz bilgileri unutma yeteneğimiz aslında beyinlerimizin gerçekten önemli olduğunu düşündüğümüz şeyleri hatırlamayı en iyi duruma getirmesinin bir yolu. Wimber şöyle devam ediyor: “Sağlıklı genç insanlarda bile araştırma gösteriyor ki, şu anda alakasız veya tarihi geçmiş bilgiyi unutabilmek, yeni bilgiyi kodlamada bizi daha verimli yapıyor.”
Fakat bu durum, çevrimiçi olarak mevcut bilgiyi arayıp bulma ve kullanma şeklimiz hakkında en azından biraz daha fazla düşünmek için uyarıcı bir hatırlatma değil mi? Eğer bu saçmalıklar hiç de önemli değilse, o zaman neden çok fena Google’da arama isteği duyuyoruz?



2017-08-28

Dünyada Kadınlar “Regl Oldum” Yerine Neler Söylüyor?

Dünyada Kadınlar “Regl Oldum” Yerine Neler Söylüyor?

woman

Sen sadece biz mi kolay kolay “regl oldum” diyemiyoruz sanıyorsun? Çok yanılıyorsun. Dünyanın her yerinde kadınlar bunu söylememek için öyle alternatifler bulmuşlar ki gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Halbuki regl oldum de işte, n’olcak? Hem doğru hem kolay. Ama regl dönemi kadınlar için her zaman biraz tabu oldu değil mi? Yine de artık “hastalık” demeyi bıraktığımız için çok seviniyorum.  Bakalım dünyalı kadınlar “regl oldum” demek yerine neler söylüyor. Bazıları gerçekten sevimli, bazıları gerçekten üzücü. Türkiye’yle başlayalım:
Türkiye: Anavatan kan ağlıyor.
Brezilya: Chico’yla beraberim.
Çin: Küçük kız kardeşim geldi.
İngiltere: Boyacılar içeride.
Hollanda: Domates çorbası pişti.
Danimarka: Lunaparkta Komünistler var.
adet

Fransa: İngiliz vardı.
Gürcistan: Misafirlerim var.
Güney Afrika: Ninem kırmızı arabayla geliyor.
Japonya: Küçük tatlı çilek.
İrlanda: Çaput reçeli giyiyorum.
Finlandiya: Köpek balığı haftası.
Litvanya: Kırmızı evden kuzenim.
İspanya: Domates yere düştü.
Almanya: Rosie Hala ziyarete geliyor.
mutlu orkid

Avustralya: Şeytanın şelalesi.
Portekiz: Tuttuğum takım evde maç yapıyor.
Macaristan: Aylık yağ değişimi.
Kanada: Ay zamanı.
Yeni Zelanda: Kırmızı dalgalarda sörf yapmak.
Belçika: Kırmızı bayrak yükseliyor.
Romanya: Noel Baba geldi.
Singapur: Aylık ziyaretçi.
Rusya: Kızıl ordu.


2017-07-25

ZERDEÇALIN FAYDALARI!

ZERDEÇALIN FAYDALARI!


Tayvan’da yapılan araştırma, kahvaltıda bir gram zerdaçal tüketmenin diyabetin ilk evresinde ve bilişsel becerilerinde azalma riski bulunan kişilerin hafızasını güçlendirdiğini gösterdi.
Kahvaltıda bir gram zerdaçal yemenin hafızayı güçlendirdiği belirlendi.
Diyabet teşhisi koyulan 60 yaşın üzerinde kadın ve erkeklerin katıldığı araştırmada, bilim adamları zerdaçalın hafızaya etkisini araştırdı.

2017-04-06

TEFLON NEDİR? VE ZARARLARI NELERDİR?

TEFLON NEDİR? VE ZARARLARI NELERDİR?


et
Teflon, politetrafloroetilen (PTFE) polimerin ticârî adıdır. Teflon, florlanmış etilen polimeri olan bir politetrafloroetilendir.
1938'de Du Pont firmasından Roy J. Plunkett tarafından bulunmuş ve 1946'da ticari olarak piyasaya sürülmüştür. Bir termoplastik floropolimerdir. Flor atomlarıyla doymuş uzun ve düz bir karbon zincirinden meydana gelmiş moleküler yapı, atomlar arasındaki kuvvetli bağlar sebebiyle oldukça inert özelliklere sahiptir. Isıya, kimyevî maddelere, neme, elektrik atlamasına (dielektrik), sürtünmeye dayanıklı olan Teflon hiçbir maddeye yapışmaz, sürtünme katsayısı bütün katı cisimlerinkinden küçüktür.

2017-01-22

PARABEN NEDİR?

PARABEN NEDİR?

PARABEN FREE

Paraben, ilaç ve kozmetik sektöründe kullanılan koruyucu bir kimyasal maddedir. Bu bileşikler ve tuzlar özellikle bakterisid ve fungusit özellikleri nedeniyle kullanılır. Yani Parabenler ürünlerin bozulmaya karşı daha dayanıklı olmasını sağlar, raf ömrünü uzatmak için kullanılır.

2016-11-20

2016-06-24

Kansere Karşı Ayakta Dur!

Kansere Karşı Ayakta Dur!

stand up to cancer
Kansere karşı eşi için senelerce mücadele vermiş sevgili Tuba ablam, hepimizi bir şekilde ilgilendiren bu konu ile ilgili çok güzel kısa bir yazı yazdı.. Dilerim bu yazı da yazanlar sizi hiçbir zaman ilgilendirmez.. En az önemsediğimiz fakat en büyük servetimiz olan sağlıkla dolu günler dilerim..
***
Kanser; zor bir hastalık.
Zorluğu hücre yapısına göre değişmekte.
Eğer bir yakınınız veya siz kanserseniz;
Moralinızi daima yüksek tutmaya çalışın.
Moralinizi bozan ortamlardan insanlardan hızlıca uzaklaşın.
Hastalığınızı herkesle konuşmayın, bilgi kirliliğiyle beyninizi meşgul etmeyin.
Lütfen; sigara, alkol, gazlı içecekler, uzun ömürlü besinler tüketmeyin, kullanılmaması konusunda bilgilendirin, kullandırmayın.
Evinizi oksijensiz bırakmayın, gün içinde sık sık havalandırın.
Hijyene özen gösterin.
Evinizde ve size özel yasam alanlarınızda kesinlikle sigara içirmeyin.
Uzun yürüyüşler yapın.
Kemoterapi döneminde ve sonrasında kesinlikle denize girmeyin, güneşlenmeyin, güneş kanser hücrelerini besliyor yayılımını hızlandırıyor.
Kemoterapi döneminde ağzınızı sık aralıklarla karbonatlı su ile çalkalayın, gargara yapın.
Hastalık döneminde; Greyfurt ve o gruptan uzak durun.
Şıralı besinler tüketmeyin.
Her önerilen bitkiyi kullanmayın. Bazı bitkiler kanser hücrelerini besler yada tedavinin etkisini azaltır.
Beslenmenize özen gösterin, belki söylemesi kolay uygulama aşaması sıkıntı olsa da, kussanız dahi bir şeyler yiyin.
Yoğurdunuzu kendiniz yapın.
Evde yemek yapın, hazır yemek yemeyin.
Bol sebze, bakliyat tüketmeye özen gösterin.
Bol su için. (Suyunuzun içine bir kaç damla limon sıkmanızı tavsiye ederim.)
Evde buğday şırası yapın, gün içinde 2-3 bardak için
(Tarifini verebilirim tubazuhal@hotmail.com)
Kanserle mücadele eden yakınlarınız varsa arayın sorun, hastalıkla birlikte mücadele ettiğinizi hissettirin hastaya ve hasta yakınına.
Hasta ve yakınından sizi anlamalarını beklemeyin, karşınızdakilerin hastalıkla mücadele ederken neler yaşadıklarını, iç alemlerinde neler hissettiklerini anlamaya çalışın, empati yapın.
Hasta ve yakınına; doğruluğu bilimsel açıdan kanıtlanmamış, kendinize ait fikirler, düşünceler vermeyin.
Hasta ve yakınını eleştirmeyin, o dönemde tek ihtiyaç ; sevgi ve anlayış.
Hasta ve yakınının uzun sure gece gündüz uykusuz geçirdiklerinin bilincinde olun.
Kanser hastasını ziyarete gittiğinizde lütfen maske kullanın, sarılmayın, öpmeyin, kanser hastasının enfeksiyona acık olduğunu unutmayın.
Ziyaret süresini uzatmayın.
Hasta ve yakınının yanında ''ah vah yazık'' şeklinde konuşmalar yapmayın, yanlarında ağlamayın.
Ölümden, hastalıktan konuşmayın; unutmayın siz o ortamda belirli sure kalıyorsunuz, gidişiniz hasta ve yakınına enkaz olmasın.
Eğer imkanınız varsa, (kanser hastasının evinde yemek yapmak inanılmaz zor), ziyarete gitmeden önce mutlaka ihtiyaçlarını sorun.
(Zaman zaman çorba yapmak dahi sorun olduğunu unutmayın)
tfen duyarlı olun, bu hastalık her an hepimizin kapısını çalabilir!
Hastalıkta da, sağlıkta da sevgi, hoşgörü, iyilik en buyuk ilaç unutmayın, unutturmayın.

Tuba Zuhal Bal

2016-03-03

Kendimize Doğal Olarak Bakıyoruz!

Kendimize Doğal Olarak Bakıyoruz!

naturel

Milyarlarca ürün denemesi yapmış biri olarak son zamanlarda uygulamaya geçtiğim 'doğal ürün ve reçeteler' dönemimde, benim ve çevremdekilerin denemiş ve gururla onaylamış cilt maskesi ve kremlerini huzurlarınızda sunuyorum... Bonus olarak diş beyazlatmasıyla karşınızda :) 

2016-01-19

2015-11-23

Omletin Çılgın Hali; Suda Omlet!

Omletin Çılgın Hali; Suda Omlet!

suda omlet

Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı!
Hangi öğün yeseniz sizi yormaz,, tek çeşitlilikten yana değildir gözünüzü yormaz,, yanına demlik demlik çay içilir arayı bozmaz. Mutluluk size göre nedir bilmem ama benim dünyamda onsuz mümkün değil olmazzz :)

2015-11-11

Açken Sen, Sen Değilsin!

Açken Sen, Sen Değilsin!

nohut adam fırat diyeti

Prof. Dr. Yıldız Batırbaygil son zamanlarda rastladığım ve her bir yazısına ayrı hayran olduğum bir isim. Samimi dili ve çok güzel tespitleriyle yazılarını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Hepimizin kilo ile ilgili kilo kilo bilgileri varken ve kalorileri şaşırmışken tartıya birde böyle çıkalım :)