Tehlike Güneşte mı!? Yoksa Güneş Koruyucularında mı!?
Yaz döneminin popüler konusu güneş koruyucusu kremler. Eminim ki herkes kaç faktör olmalı hangi markayı alalım diye düşünüyor. Peki size güneş koruyucularının aslında sandığınız kadar masum olmadığını ve tehlikeli olduğunu söylesem. 30 faktör ile 50 faktör arasında koruyuculuk oranının sadece %1 fark ettiğini ve koruma faktörü arttıkça kimyasal oranının arttığını söylesem. Sanırım şu an herkesin dikkatini çektim ve kafanızda soru işareti belirdi.
Güneş koruyucu kremlerin içinde kullanılan maddeler konusunda benim kafamda uzun zamandır soru işaretleri vardı o yüzden aldığım koruyucuda neye dikkat ettiğimi de makalenin ilerleyen kısımlarında paylaşıcam. Yaklaşık 4 senedir, ilk güneşe çıktığım dönemde bir kaç gün koruyucu kullanıyorum sonrasında kullanmıyorum. Tabi bu koruyucunun da belli şartları var benim için. Bugüne kadar hep bizi güneşten korkuttular ve korunmamızı söylediler. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar ile bunun aksi söylenmeye başlandı.
Hawaii'de oksibenzon ve oktinoksat içeren güneş koruyucularının yasaklandığını hiç duymuş muydunuz? Peki neden oksibenzon ve oktinoksat mercan resiflerine geri dönüşü olmayan zararlar vermesi. Vücudunuza sürdüğünüz koruyucu, cildinizden akıp deniz suyuna karıştığında deniz yaşamını bile öldürüyor, balıklarda üreme sorunlarına neden oluyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Sanırım şuan kafanızda bir şimşek daha çaktı.!
Yapılan çalışmalar sonucunda, kimyasal güneş koruyucu kremlerde yaygın olarak kullanılan avobenzon, oksibenzon, oktokrilen, oktinoksat, benzofenon, homosalat gibi aktif maddelerin cilt tarafından emilerek vücuda nüfus ettiğini gösteriyor. Ve bazı durumlarda günlerce, hatta haftalarca vücutta kalıyorlar. Bu kremleri bir defa sürmek bile zararlı kimyasalların kandaki seviyesini artırmak için yeterli.
Çalışmanın bulgularına göre tek bir uygulamada kandaki oksibenzon konsantrasyonu FDA’in güvenli olarak belirlediği miktarın 180 katına çıkıyor. Güneş kremini dört gün düzenli olarak kullandığınız da ise kanınız da güvenli kabul edilen miktarın 500 katı oksibenzon dolaşıyor.! Yapılan araştırmalar sonucunda bu kimyasalların kısırlık yaptığına dair bulgular saptanmış ayrıca hamilelikte fetüse geçtiğini ve anne sütüyle bebeğe aktarıldığı belirtiliyor. Reproductive Toxicology dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, oksibenzon içeren güneş kremi kullanan hamile kadınların bebeklerinde Hirschsprung hastalığı riski artıyormuş. Amerikan Pediatri Derneği çocuklarda oksibenzon içeren güneş koruyucu kullanmamaları konusunda anneleri uyarıyor. Yapılan araştırmalar sonucunda çoğu oksibenzon ve benzofenon üstüne odaklansa da, benzer endişeler kimyasal güneş koruyucularda kullanılan aktif içeriklerin tamamı için geçerli. Birkaç sene öncesine kadar bu kimyasallar FDA’in “güvenli” listesinde yer alıyordu. Yüksek oranda kana karıştıklarının anlaşılmasıyla listeden çıkarıldılar.
Peki biz ne kullanacağız dediğinizi duyar gibiyim. Doktorlar mineral bazlı koruyucu kullanılmasını tavsiye ediyor ki bende uzun zamandır tercih ediyorum. Çinko oksit (zinc oxide) ve titanyum dioksit (titanium dioxide) içeren mineral bazlı koruyucular güneş ışınlarını yansıtarak etki ediyorlar. Cilde nüfuz etmedikleri ve kana karışmadıkları için nispeten daha güvenlidirler. Ayrıca bugüne kadar Öğlen saatlerinde güneşten uzak durmamız, sabahları ve öğleden sonraları güneşe çıkmamız söylendi hep. Meğer bu da yanlışmış tam tersine, D vitamini rezervinizi doldurmak için güneş tam tepede olduğu zamanlarda, yani öğlen saatlerinde güneşlenmeniz gerekiyormuş. D vitamini, bu saatlerde gelen UVB ışınlarıyla sentezleniyor. Güneşin şifalı gücünden faydalanmak için sadece 20 dakika güneşlenmeniz yeterli oluyor. Fakat, güneşlenirken cildinize koruyucu herhangi bir krem ya da yağ sürmemeniz gerekiyor. Kimyasal güneş koruyucu kremler, yağlar hem toksik maddeler içerir hem de vücudunuzun D vitamini sentezlemesini önlüyor. Dikkat etmemiz gereken ise güneşlendikten sonra birkaç saat duş almamak. Duş alırken de vücudunuza sabun sürmeyin, sadece suyla durulanmaya özen gösterin. Böylece cilt yüzeyinde oluşan D vitamini akıp gitmez, vücuda nüfuz eder.
Bağımsız ve kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu Environmental Working Group (EWG) her sene güvenli tüketim listesi yayınlıyor sizde buradan takip edebilirsiniz.
Hoşça, Dostça ve Sevgi ile Kalın
Arzu BOYACI
@muhendishanimingozunden