14 Şubat yaklaşıyorken herkes yalnızlıktan
iyice müzdarip oldu.Zaten ‘Bunca insan yalnızken,nasıl bunca insan yalnız?’
karmaşasını aklımıza getirmemeye çalışıyorken,pazarlamacıların lanetli günü
gözümüze gözümüze sokması,şubatın kış mevsiminde olup melankoliden nasibimizi
almamızı kolaylaştırdı.
Yanlış ilişkilerden sonra en sevdiğim söz
‘Kavun değil ki koklayıp alalım’ dır.Gerçekten de öyle;herkesin ambalajı o
kadar parlak,o kadar renkli ki;maalesef açıp bakmadan,hatta çoğunlukla birlikte
zaman geçirmeden defosunu,üretim hatasını anlayamıyorsunuz.
Yine günlerden bir gün ‘yalnızlığı kafama
takmıyorum da,ilahi adaletin tecellisine ömrüm yetebilir mi?’ diye
düşünürken;ambalajına kandığım,vaktinde uyarılmadığım,içindeyken anlayamadığım
eski sevgilimin yeni kız arkadaşına içimi dökmek istedim.
Ben eski sevgilimle tanıştığımda 17
yaşındaydım.Akıl başta değil,karakterin henüz oturmamış,hayata dair tek
beklentin ‘daha çok eğlenmek’ olduğu zamanlarda çıktı karşıma. O zamanlar hayatınıza
birisini almak için iyi görünümlü ve eğlenceli birisi olması yeterliydi.Zaten
kendinizi tanımadığınız bir dönemde karşıdan beklentinizin minimum olması çok
muhtemel.Kendisine de söylemiştim,ben hayatımda hiç aşık olmadım. Böyle görür
görmez nefesi kesilenlere,çarpışınca ‘ah işte ruh eşim!’ diyenlere hep
özenmişimdir.Bundan mütevellit,tavlanması zor insan olduğumu düşünürdüm.Karşı
taraf da iyi oynadı,hırs yaptı,her ne yaptıysa mutlu sonuna erişti.
O zamanlar kalbimin sesi üç sokak öteden
duyulabiliyorken,gözlerimdeki ışık dünyayı aydınlatmaya yetebilecekken;şimdi
bakıyorum da,ne kadar sağlıksız bir ilişkiyi gereksiz yere yürütmeye
çalışmışım.Daha o zamanlarda yük taşımışım,kambur yapmışım,kendime yüklenmişim.
En önemli tavsiyem:çok seviyor görüntüsüne aldanma.Evet,çok
seviyor ama gösteriş tarzı farklı.Herkesi aynı anda sevebiliyor mesela;ama en
çok seni seviyordur kesin.Gönülden değil,sadece ihtiyaçlarını gidermek için
birisine yanaşırken de seni çok seviyor.
‘Ben sevgimi söylemem,gösteririm.Sabretmen lazım’
derken üşeniyor aslında.Ya da hediyelere para vermek istemiyor.Malum;cepte
timsah taşımak zor zanaat.
Sürekli kıyafete karışıyor,dışarı çıkmana laf
ediyor ya;’kişi,kendinden bilir işi’ cümlesi gelsin aklına.Sen ne kadar kendini
bilirsen bil,kalitenden ödün vermeyeceğine kuşkun olmasa da;kendisi hiçbir
kızdan mahrum kalmayıp,sürekli yürüyüş halinde olduğu için karşılaşmamak adına
seni uyarıyordur.
En iyi yaptığı şey;’çamur atmak’ Büyüdüğü
çevreden midir nedir,asla haksız olmuyor.Sonuçta aldatınca bile,’Erkek
adam,evli değilsiniz ya!’ diyen bir anne yetiştirmiş.Ne yaparsa yapsın en ufak
hatanı büyütür,ısıtır,ıslatır defalarca karşına çıkartır.Sonra sen birden ‘ne
kötü insanım ben ya’ derken bulursun kendini saf saf.
Beni dert ediyormuşsun,etme.Bugüne kadar ne
kadar seversem seviyim asla arayan taraf olmadım.Aradığı zaman da sevgilisinin
olmasının sorumluluklarını anlattım hep.Ama tabi yine de senin düşündüğünden
çok daha fazla konuştuk,görüştük.Sonuçta sevgilisi olan o.İnan bana eski
sevgililerinden (ki sayısı belirsiz bunun) en masumu benim.Tecrübeyle sabittir!
Ne yaparsan yap asla yetmeyecek.Belki sevinmiş
gibi görünecek ama sonradan zaten ailesi dolduracağı için yaptıklarının hiçbir
önemi kalmayacak.İçin rahat etsin diye ‘ben üzerime düşeni yaptım’ diyeceksin
jestlerin için,ama zaten o bunları görevin olarak adlandıracak.
Gelecekle ilgili planlarına dahil
olabilir,hatta seni teşvik bile edebilir.Ama evlilikten anladığı tek şey:elinin
altında daimi biri,çocuklarının annesi,çamaşır yıkayıcısı,tabi bide rakısına
mezecisi.
Yani;dramatik son olarak ‘Ne kadar fedakar
olursanız olun,gün gelip adı yapmasaydın olur’ insanı tam.Belki zamanında
benden önceki de benim gibi olsaydı,alsaydı karşısına uyarsaydı bu kadar hayal
kırıklığı yaşamaz,yoluma kalkanlarım ve yüksek duvarlarımla devam etmek zorunda
kalmazdım.
Aklından ‘Sana yapmış,belki beni daha çok
seviyor,hem büyüdü o artık’ diye geçirdiğini biliyorum. Sonuçta hem insan
sevdiğine toz konduramıyor,hem de umut etmekten vazgeçmiyor.Ama emin ol bu
insan değişmiyor,büyümüyor.
Bunlardan sonra gözünde büyüttüğün adamın
aslında ateş olsa cirmi kadar yakmayacak biri olduğunu görünce
yıkılıyorsun.Eh,toparlanmak da vakit alıyor.Yine vazgeçmeyeceksen de
hakkındır.Ama bil ki,düşeceksen de sıyrıklarla kurtul,ben bilmeden uçurumdan
atlamışım.Şimdilerde yükseklik korkum bu yüzdendir.
NOT: Bunlar yaşananlardı,bitti.Hiç olmadığım
kadar vicdanı rahat,eskiye karşı hissiz ve maksimum seviyede mutlu bir
insanım.Şimdilerde her şey yanıma kar,adına da ‘tecrübe’ diyoruz ve artık daha
sağlam basıyoruz.
Konuk Yazarınız
çok güzelllllllllll koptum bu yazıya bennnn özellikle whatsap yazışmaları kopardı beni :))))))))))))))))))))
YanıtlaSilİçerik çok faydalı olmuş. Teşekkürler. Eski sevgiliyi unutmak üzerine bir yazı yayınlamıştım. Dilerseniz okuyabilirsiniz: eski sevgiliyi unutmak
YanıtlaSil