Unutmadan Söylemeliyim

2017-10-27

EĞER EVRENE TAM ANLAMIYLA GÜVENİRSEN..

EĞER EVRENE TAM ANLAMIYLA GÜVENİRSEN..

OSHO

“Yeni evlenmiş bir adam eşiyle birlikte evine dönüyormuş. Botlarıyla birlikte bir nehri geçmektelermiş fakat aniden büyük bir fırtına çıkmış. Adam bir savaşçıymış fakat buna rağmen eşi çok korkmuş çünkü fırtınadan kurtulmalarının imkânı yok gibi gözüküyormuş. Botları çok küçükmüş ve fırtına öylesine devasa bir büyüklükteymiş ki her an batabilirlermiş. Fakat tüm bunlara rağmen adam sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi sessiz ve sakince oturmaktaymış.

Kadın korkudan tir tir titrerken adama: ‘Sen korkmuyor musun? Bu hayatımızın son anı olabilir! Nehrin karşı tarafına ulaşamayacağız gibi gözüküyor. Yalnızca bir mucize bizi kurtarabilir, aksi hâlde ölümümüz kesin. Korkmuyor musun? Aklını mı kaçırdın’ demiş. Adam gülmüş ve kılıcını kınından çıkardığı gibi kadının boynuna hızla yaklaştırmış. Kılıç kadının boynuna o kadar yakınmış ki neredeyse kadının boynuna değecekmiş. Adam kadına: ‘Korktun mu’ diye sormuş. Bunun üzerine kadın gülmeye başlamış ve demiş ki: ‘Eğer kılıç senin elindeyse neden korkayım ki? Beni sevdiğini biliyorum.’

Adam kılıcını kınına sokmuş ve demiş ki: ‘Sana cevabım budur. Tanrı’nın beni sevdiğini biliyorum; kılıç onun elinde, fırtına onun elinde… Her ne olursa iyi olacaktır. Eğer fırtınadan kurtulabilirsek iyi, kurtulamazsak o da iyi…
Çünkü her şey onun elindedir ve o asla yanlış bir şey yapmaz.’ İşte, insanın özümsemesi gereken güven budur. Böylesi bir güven tüm hayatını değiştirebilir.
Eğer evrene güvenirsen çok geçmeden sakinleşip sessizleşeceksin; mutlu ve neşeli olup, bayram edeceksin çünkü evren bayram etmektedir. Üzgün değildir evren; bir şarkıdır o, çok güzel bir şarkı ve dans sürüp gider. Bu dansın bir parçası ol ve doğana güven; tek yol budur. Kendine güvenmekle, seni yaratan Tanrı’ya güveneceksin. Eğer kendine güvenmiyorsan, seni yaratan Tanrı’ya da güvenin yoktur.”
Sundar Pichai’yi Google CEO’luğuna Kadar Yükselten Hamam Böceği Teorisi Nedir?

Sundar Pichai’yi Google CEO’luğuna Kadar Yükselten Hamam Böceği Teorisi Nedir?

google ceo Sundar Pichai



Google'ın CEO'su Sundar Pichai'yi tanıyor musunuz? Kendisini Google CEO'luğuna kadar taşıyan kafa yapısına kavuşmasına sebep olan Hamam Böceği Teorisi'ni şöyle anlatıyor:
Bir gün, sıradan bir restoranda oturuyor ve kahvemi yudumluyordum. Orada oturduğum esnada uçan bir hamam böceği aniden ortaya çıktı ve bir kadının üzerine kondu. Kadın, böceği görür görmez büyük bir panikle çığlık atarak zıplamaya başladı. Bir yandan panik içerisinde zıplarken bir yandan da elleriyle hamam böceğini üzerinden atmaya çabalıyordu.

Doğal olarak onun bu halini gören arkadaş grubuna da onunla birlikte paniğe kapılmaya başladı ve onlarda sağa sola sallanmaya başladılar. Bu esnada kadın, hamam böceğinden kurtuldu ve böceği üzerinden savurdu fakat ancak hamam böceği şimdi de gruptaki diğer kadınlardan birinin üzerine konmuştu!

Şimdi de gruptaki diğer kadın için büyük bir panik ve hengame başlamıştı. Ta ki garson ufukta gözükene dek. Hamam böceği diğer kadının da üstünden uçtu ve yardıma gelen garsonun üzerine zıpladı. Ancak garson diğerlerinden farklıydı. Sakince üzerindeki hamam böceğinin davranışlarını takip etmeye başladı.Sonunda hiçbir heyecan emaresi göstermeden hamam böceğini parmaklarıyla tutarak restoranın kapısından dışarı atmayı başardı.

Kahvemi içerken izlediğim bu garip olay aklımda tilkilerin dolaşmasına yol açtı ve başladım düşünmeye. Yaşanan tüm olayın ardından, acaba ufacık ve bilinçsiz bir canlı olan hamam böceği tüm bu çılgınlığın sorumlusu olarak gösterilebilir miydi? Eğer bu doğruysa garson neden diğerleri gibi rahatsız olmamış, sakinliğini korumuştu?

Diğer herkes paniğe kapılıp olayı çözemezken, garson sakinliğini hiçbir şekilde bozmadan olaya sakince yaklaşmıştı. Hayır, problem hamam böceğinde değildi. Problem, insanların hamam böceğinden duydukları rahatsızlığı yönetmekteki başarısızlığındaydı. Problem insanlardaydı. O zaman bunun sadece bu ilginç ve basit olayla sınırlı olmadığını, hayatın her alanında benzer durumların yaşandığını fark ettim.

Babamın, patronumun ya da karımın davranışları değil, bu davranışlardan duyduğum rahatsızlıkları kontrol altında tutamıyor olmamın beni rahatsız ettiğini anladım. Trafik sıkışıklığından yaşanan rahatsızlık da aynıydı. Trafik sıkışıklığı aslında beni rahatsız etmek için tek başına yeterli değildi. Ben trafik sıkışıklığının yarattığı rahatsızlık hissiyle baş edemediğim için bu olay canımı sıkıyordu. Aynı trafikte sıkışmış olmalarına rağmen “mutsuz” olmayan insanları başka ne açıklayabilirdi ki?

Problemin kendisinden ziyade benim probleme olan yaklaşımım, problemin hayatımda yarattığı kaosun gerçek sebebiydi. Başımdan geçen bu hikayeden anladım ki hayatta önüme çıkan olaylarda tepki vermeden önce durumu anlamaya çalışmalı, ardından tepki değil, anlamlı bir yanıt verebilmeliyim. O gruptaki kadınlar sadece tepki gösterdi, garson ise anladı ve bir “yanıt” verdi.



Seviye On.. Aziz Nesin ..

Seviye On.. Aziz Nesin ..

Seviye On Ölüme Beş Kala

Babam bana çok güvenirdi. Ben de onun güvenini kırmamak için çok çalışırdım. Aşağıda Nesin Vakfı çocuklarına yazdığı şiir ve ekte bana imzaladığı bir kitabı.

***

ÇOCUKLARIMA

Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel

Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydığın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek

De ki sinek avlıyorsun sinek
En usta sinek avcısı olmalısın
Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı

Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Düşün düşünebildiğince üç boyutlu
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar


**

Benim babamda böyle güzel bir insan :) Hemen blogger notu olarakta kendisini burdan çok çok sevdiğimi söylemek istiyorum izninizle. Allah babamızı, anamızı başımızdan eksik etmesin. En çok amin!

2017-10-09

 SANAT DÜNYASININ SHAZAM’I: SMARTİFY

SANAT DÜNYASININ SHAZAM’I: SMARTİFY

sanat

Smartify uygulaması kullanıcılara sanat eserlerini anında tarayarak tanımlama imkânı sunuyor. Ayrıca anlık olarak eser hakkındaki yorumlara da erişim sağlıyor. Çalan bir müziğin tanımlamaya yaran Shazam uygulamasından sonra Smartify’ın da “sanat dünyasının Shazam’ı” olacağı belirtiliyor.

Uygulama şimdiden 30’u aşkın büyük galeri ve müzede kullanılmaya başlandı. Smartify uygulamasının geliştiricileri bu uygulamanın sesli rehber ve kataloglardan öte, eser hakkında bilgi veren bir arkadaş hissi vereceğini belirtiyor.


Smartify ayrıca Wikimedia Foundation ile de işbirliği gerçekleştirerek Wikipedia’nın görsel arşivinden faydalanıyor; kullanıcılara bu arşiv aracılığıyla daha hızlı hizmet vermeyi hedefliyor.

*Yazı itsnicethat web sitesinden çevrilmiştir.

YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER

YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER

pablo neruda

Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı görmek istemekten kaçınanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.

Pablo Neruda

2017-09-22

Müzik Sizi Derinden Etkiliyorsa Özel Bir Beyne Sahip Olabilirsiniz

Müzik Sizi Derinden Etkiliyorsa Özel Bir Beyne Sahip Olabilirsiniz

müzik beyin

Çok sevdiğiniz bir parçayı dinlerken tüylerinizin diken diken olduğu oluyor mu? Ya da güçlü, gümbür gümbür bir davul solosu duyduğunuzda içiniz bir tuhaf oluyor mu hiç? Eğer cevabınız evetse oldukça özel bir beyne sahip olabilirsiniz.
Güney Kalfiorniya Üniversitesi öğretim üyelerinden Alissa Der Sarkissian, üniversitenin Beyin ve Yaratıcılık Enstitüsü’nde Radiohead’in “Nude” parçasını dinlerken tüylerinin diken diken eden farklı bir duygu hissetti. “Şarkıyı dinlerken nefes alışverişimin şarkıya uyum sağladığını, kalp atışlarımın yavaşladığını hissettim ve bir anda çalan şarkının daha önce hiç olmadığı kadar farkındaydım. Bir anda hem bedensel hem de duygusal olarak şarkıya tepki verdiğimi hissettim.” diyor Der Sarkissian.
Henüz Harward Üniversitesi’nde bir öğrenciyken Der Serkissian müzik ve beyin ilişkisini arkadaşı ve Matthew Sachs ile birlikte inceledi. Müzik dinlerken benzer duygular yaşayan insanlarla yaşamayan insanların beyin aktiviteleri arasındaki farkı inceleyerek müzik ve beyin arasındaki ilişkiyi anlamak istiyolardı.

music brain

Tüyleri diken diken eden müzik değil estetik algısı gelişmiş bir beyin!

Yaptıkları araştırmanın sonucunu “Social Cognitive and Affective Science” dergisinde yayımlayan ikili araştırmalarında müzik dinlerken tüylerinin diken diken olduğunu hisseden kişilerin duysal korteksleri ile beynin duyguları kontrol eden bölümlerine olan bağlantı noktalarında daha fazla nöron bulunduğunu keşfettiler. Bağlantı noktalarında daha fazla nöron bulunması bu iki bölümün birbiri ile çok daha fazla iletişimde olması anlamına geliyordu. Yani bu kişiler müzikten duygusal olarak diğerlerine göre çok daha fazla etkileniyordu.
“Bu iki bölgenin bağlantı noktalarında daha fazla nöron bulunması bölgelerin daha iyi iletişim kurabildiği anlamına geliyor yani duyulan şey beyinde çok daha verimli bir şekilde işleniyor.” şeklinde açıklıyor araştırmanın liderliğini üstlenen Sachs. Bu bilgi nörologlar ve psikologlar için oldukça ilginç bir araştırma alanı oluşturuyor çünkü bilindiği kadarıyla müziğin beyinde verimli olarak işlenmesinin evrimsel olarak türe bir faydası yok. Yine de bilim insanlarına göre bu araştırma çok daha derin felsefi soruların cevabı olabilecek nitelikte.
“Birlikte incelendiğinde bu sonuçlar insandaki estetik algısına ilişkin hem bilimsel hem de felsefi sorulara cevap olabilecek nitelikte. Özellikle müziğin evrensel olarak neredeyse her kültürde yeri doldurulamaz bir olgu olmasının sebeplerini bu araştırma ile anlamak mümkün. Bu araştırmada anlaşıldığı üzere müzik, duyma duyusunun duygu ve estetik algısıyla doğrudan ilişkili olması sebebiyle sosyal hayatın da vazgeçilemez bir yerine oturmuş oluyor.”
Duyma duyusunun, duygularla nöronlar aracılığı ile doğrudan bağlantılı olması bazı kişilerin beyinlerinin müzikal estetik algısının diğerlerine göre neden daha üstün olduğunu açıklıyor. Siz de eğer en sevdiğiniz parçaları dinlerken tarif edilemez duygular yaşıyorsanız, evrimsel olarak olmasa da estetik ve sanat felsefesi açısından pek çok insandan bir adım öndesiniz demektir.

P.S.: Buraya da hemen beni derinden etkileyen Sezen Aksu'nun muhteşem bir şarkısını koyayım belki sizi de derinden etkiler :) 

2017-09-20

ÇOKTA DERT ETMEYİN!

ÇOKTA DERT ETMEYİN!


Dün akşam çok çok önemli bulduğum bir insan olan Sinan Canan'ın (Bilmeyenler için lütfen http://uskudar.edu.tr/tr/icerik/1214/prof-dr-sinan-canan-uskudar-universitesinde ) eski katıldığı CNNTÜRK'te ki programlarından birini izlerken beyinle ilgili çok güzel bir sohbetin bana göre önemli yerlerinden birini yakaladım.

Bir dizi araştırma sonucu 'Hayatında %100 güvenebildiği tek kişi olan insanlar alzheimer hastalığına daha az yakalınıyormuş'. Siz bu güzel sohbetin tamamını izlemek isterseniz; https://www.youtube.com/watch?v=oLp8PPPszdg

Hele ki bulunduğumuz çevrede çok şikayet eden, çok umutsuz gözüken çokta çok olan bir sürü tanıdığımız, bildiğimiz var ama sizde eğer ah ben dert ederim o üzülmesin tarafındasanız, işte onu diyorum. ÇOKTA DERT ETMEYİN HERKESİN BİR HAS ADAMI VARDIR!

Tüzel, gerçek, sanal, doğaüstü herkesin bir B planı, bir güvencesi gerçekten var. Bakınız araştırmalarda olmasını söylüyor. Bu olayı çok yönlü düşündüğümde tek sorun, sizin B planınız o kişi fakat onun B planı siz olmayabilirsiniz. Yani ne olur? Güvendiğiniz o dağlara yağmurlar, dolular yağar.

Yani aslında tek adamlık konusuna geliyoruz hemen. Teklik iyi değil. Her zaman C, D, E harflerini de kullanabileceğinizi unutmayın.

Beyin sonsuz güzel bir gizem. Bir de içine bir düşünce girdi mi, eyvah! Öyle atmosferde kaybolmuyor, kaybolmayaşını sevdiğimiz :) 

Çok konudan konuya atlıyorum ama mazur görün korteksimin kalanına zor sahip çıktığım zamanlardayım. Malum Hicri Yılbaşına giriyoruz. Yeni bir başlangıç yapmak her zaman lazım. Bende bu hayırlı başlangıcı çok sevdiğim bir sözle noktalayım;

'İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise, vicdandır.' Victor Hugo.

Güneş