Unutmadan Söylemeliyim: Beslenme
Beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2018-05-18

Yumurtaların Üzerindeki Kodların Ne Anlama Geldiğini Biliyor musunuz?

Yumurtaların Üzerindeki Kodların Ne Anlama Geldiğini Biliyor musunuz?

yumurta
Marketlerden aldığımız yumurtaların her birisinin üzerinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirilen bir kod yer alır. Bu kod numarası bir nevi yumurtanın kimlik numarasıdır ve üzerindeki her rakam anlam taşır, yumurtanın ne kadar organik olduğunu gösterir. Peki hangi rakam, hangi anlama geliyor?


Aslında gündelik hayatta tükettiğimiz her besin, üzerilerinde yasal olarak bulunan bazı uyarı metinleriyle ve kodlarla içeriğini ifade ediyorlar. Bu kodların anlamlarının bilinmemesi durumunda, ne tükettiğimizi anlamanın başka bir kolay yolu bulunmuyor.
Özellikle yumurta gibi sıklıkla tüketilen hayvansal gıdaların organik olma durumu, sağlığımız açısından oldukça önemli. GDO’lu besinlerin sağlık açısından tehdit oluşturduklarını düşünürsek, yumurtanın bizler için neden bu kadar önemli olduklarını da anlayabiliriz.

Hemen hemen bütün yumurtaların üzerinde bulunan bu kodlar tam olarak böyle görünüyorlar:

Takip kodları üzerindeki rakamların ifade ettikleri şeyler ise sırasıyla aşağıdaki gibi:

  • 0 ile başlayan yumurtalar, organik tavuk yumurtasıdır. Üretici firma yumurtayı organik yetiştiricilik standartlarına uygun olarak yetiştirmiş, tavuğa herhangi bir hormon uygulamamıştır. 
  • 1 ile başlayan yumurtalar, “serbest dolaşan tavuk” yumurtasıdır. Yani tavuğun rahatça gezebileceği bir alan bulunan üretim tesislerinden çıkmış yumurtalardır. Bu tavuklar için GDO’suz yem ya da hormon kısıtlaması bulunmaz. İnisiyatif üreticiye aittir.
  • 2 ile başlayan yumurtalar, kümeste kafessiz yetiştirilen tavukların yumurtalarıdır. Yani tavuklar kısıtlı da olsa belirli bir alan içinde hareket edebilmişlerdir. Yine bu kategoride de GDO’suz yem ya da hormon kısıtlaması bulunmaz. 
  • 3 ile başlayan yumurtalar, tamamen kafes içinde yetişen tavukların yumurtalarıdır. Bu tavuklar kafes içinde büyürler ve dolaşamazlar. Dolayısıyla bütün besin kaynakları üreticinin verdiği yemlerle karşılarlar. Piyasadaki en ucuz yumurtalar bunlardır.

Kısaca söylemek gerekirse, 0 haricindeki diğer rakamlarla başlayan yumurtaların organik olmadıklarını söyleyebiliriz. Paketinde “organik” ifadesi bulunan yumurtaların içinden 0 haricinde bir rakamla başlayan kod görürseniz, şüphelenmekte haklısınız. 

Ayrıca aşağıdaki görselde, takip kodunun diğer rakamlarının neler ifade ettiği de yer alıyor:

eggs

kaynak: http://www.webtekno.com/yumurtalarin-uzerindeki-kodlarin-ne-ise-yaradigini-biliyor-musunuz-h46295.html

2018-03-04

ŞEKER KURUMUNUN KAPATILMASI İLE NBŞ TEHLİKESİ?

ŞEKER KURUMUNUN KAPATILMASI İLE NBŞ TEHLİKESİ?

nişasta bazlı şeker mısır şurubu

24.12.2017 tarihi itibari ile yayınlanan kanun hükmünde kararname ile Türkiye'nin uzun yıllardır gündeminde olan şeker konusunda oldukça kritik bir bir karar alındı. Olağanüstü hal kapsamında hazırlanan 696 sayılı KHK ile Şeker Kurumu ve Alkol Piyasası kapatıldı. KHK'ya göre 17 aydır fiili olarak işlemeyen Şeker Kurumu kapatılarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlandı. [1] 
Bakanlık, kotaların tespiti, denetim, iç fiyat, arz talep dengesi ve spekülatif etkileri dikkate alarak şeker ticaretine ilişkin kuralları belirleyecek. Öte yandan KHK ile TAPDK da kapatıldı. Kapatılan kurumca yapılan işlemler ilgili idarelerce yeni bir işlem yapılıncaya kadar geçerliliğini koruyacak.

Peki alınan bu karar ne sonuç doğuracak? En önemli soru ise NBŞ nedir?
Kesinlikle bu durumdan etkilenecek en büyük kitle halk ve ardından şeker pancarı üreticileri olurken NBŞ üreticilerinin yüzü bir hayli gülecek. NBŞ son günlerin en popüler tartışma konusu. Şeker veya sakkaroz çoğu bitkinin bünyesinde bulunur fakat bünyesinde ekonomik olarak şeker elde edilebilecek kadar şeker bulunduran iki bitki vardır: Şeker kamışı ve şeker pancarı. Türkiye’de şekerin ana hammaddesi şeker pancarıdır.
şeker kamışı
ŞEKER PANCARI (SAKKAROZ)
Şekerler arasında en çok bilinen ve en çok üretilen sakkarozdur. Sakkaroz, şeker pancarı ve şeker kamışından elde edilir ve çay şekeri, sofra şekeri, toz şeker, kristal şeker, beyaz şeker adlarıyla bilinir. Zaman zaman tartışmalara konu olan pancar ve kamış şekeri arasında tat ve enerji açısından hiçbir fark yoktur. Her iki bitkinin şekeri de sakkaroz’ dur.
NBŞ NEDİR?
Nişasta glikoz moleküllerinden oluşan birleşik bir şeker. Mısır nişastasının kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde ediliyor. Genellikle sıvı olarak üretiliyor. Nişasta parçalanarak glikoza, ardından glikoz da fruktoz' a dönüştürülüyor. Yani mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerde yüksek oranda fruktoz yani meyve şekeri var.Mısır şurubu, şeker pancarından elde edilen şekerden daha tatlı ama daha ucuz ve taşınması daha kolay. Bu da gıda üreticileri için daha düşük maliyet ve daha yüksek kâr anlamına geliyor. Mısır şurubunun içinde yüzde 90’ lara varan fruktoz (meyve şekeri) bulunuyor. Şeker pancarından elde edilen sakkaroz (çay şekeri) ise yarı yarıya fruktoz ve glikoz içeriyor. Sakkaroz: 100 birim, glikoz 74 birim, fruktoz ise 173 birim tatlılığa sahip.

Fruktoz içecek sanayinde tamamen şekere ikame olarak kullanılır. Nedeni de mısırdan imal edildiği için çok daha ucuz olmasıdır. Glikoz ise sanıldığının aksine şekerin ikamesi değildir, şekerin bir tamamlayıcısıdır. Genellikle şekerleme sanayinde kullanılması zorunlu bir hammaddedir.
'Rafine Şeker' insan beslenmesinin ana unsurlarından biri değildir. Geleneksel yöntemlerle üretilen tatlılarda şeker olarak kullanılan başlıca ürünler pekmez, bal ve bir yere kadar meyveler ve şeker kamışıdır. Buna karşılık özellikle yirminci yüzyılda pancar şekeri olan sakkarozun rafine edilerek elde edilmesiyle birlikte kişi başına düşen şeker tüketimi giderek artmıştır.
nişasta bazlı şekerin zararları
Mısır üretimi Ülkemizde esas atılımını hayvancılığımızın da gelişmesine bağlı olarak son 10 yılda yapmıştır diyebiliriz. 2000’ li yılların başında mısır üretimi 2 milyon tonlarda iken son yıllarda üçe katlanarak 6 milyon tonu aşmış durumdadır.
Şeker Yasasının yürürlüğe girdiği 2001-02 üretim döneminde uygulanmaya konulmasıyla belirlenen politikalar çerçevesinde NBŞ üretimine toplam A kotası şeker üretim miktarının %10’ u oranında kota tahsis edilmiş, Bakanlar kuruluna da kotayı %50 artırma yani %15’ e çıkarma yetkisi verilmiştir. Yani son alınan karar itibari ile kota %10’dan %15’e çıkmış durumda. Bunun tek nedeni ise nişasta bazlı şekerin, pancardan elde edilen şekere oranla daha ucuz olmasıydı. Şeker pancarında dünyanın 4’üncü büyük üreticisi olan Türkiye, yeterli oranda mısır üretiliyor olmasına rağmen dışarıdan ithal ettiği mısırla NBŞ üretiyor. Türkiye’de gıda maddelerinde kullanım oranı ise bazı verilere göre yüzde 30 ancak yüzde 50- 80’ lere vardığı iddia ediliyor. En büyük üretici konumundaki ABD’nin Gıda ve İlaç İdaresi FDA, Nisan 2008’de “içeriğinde yüksek fruktoz olan NBŞ suni tatlandırıcıdır” açıklaması yaptı. ABD’de bilim adamları, obezite ve obeziteye bağlı hastalıkların artışını NBŞ’ye bağlayınca, % 10 olan ABD üretim kotası, %2’ lere düşürüldü.
glikoz fruktoz
Bir diğer handikap ise GDO’lu mısır tükettirilerek halk salığının bozulması. Bu durumda yerli üreticimizi değil ithal ettiğimiz ülkeleri desteklemiş oluyoruz.
Bu nokta da en önemli konu ise NBŞ hangi ürünlerde kullanılmakta? Ketçap,mayonez, toz kahve kreması, bisküvi (tuzlu olanlarda dahil), meşrubat, şekerleme, hazır meyve suyu, çikolata, gofret, hazır puding, kek, pasta, tatlı, hazır çorba, tatlandırılmış yoğurtlar, hamburger etleri, sosisler, salata sosları, dondurma, helva, reçel, marmelat, unlu mamuller üreten sanayilerde, işlenmiş gıdalar, meyve - sebze ürünü salamurasında, alkollü içeceklerde vb gibi pek çok gıdanın üretiminde kullanılıyor. Şekerden daha ucuz olduğu için mısır şurubu tercih ediliyor.Ülkemizde üretilen Gazoz ve meşrubatların neredeyse tamamında kullanılıyor bu zehir! 
Bu durumda marketten aldığınız her ürünün içinde şeker cinsinin ne olduğunu inceleyin. Bazı ürün paketlerinde mısır şurubuna “nişasta bazlı sıvı şeker” adı veriliyor; kısaca “NBSŞ” dendiği de oluyor. ABD’de HFCS olarak isimlendiriliyor. (HFCS-55) sakaroz ile aynı tada sahipken diğeri (HFCS-42) daha az tatlıdır. HFCS-55 daha ziyade içeceklerde, HFCS-42 katı gıdalarda kullanılır. Ancak çoğunlukla etiketlerin üzerinde ne kadar fruktoz kullanıldığı belirtilmiyor.Nişasta bazlı şekerin çok düşük oranlarda olması gerekirken raflarda bulunan her üründe yüksek oranda bulunuyor. Bunun içindeki fruktoz’ un - glikoz’ un zarar vermeyeceği söyleniyor. Fakat bilim adamları yaptıkları açıklamalarda bunun tam aksini söylüyor.
PEKİ NBŞ’ NİN ZARARLARI NEDİR?
Tokluk hissi vermeyen, kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalığa yol açtığı ileri sürülen nişasta bazlı şekerin bilinen ve tartışmasız kabul edilen en önemli etkisi, beyinde tokluk hissini uyarmıyor olması. Tıp otoriteleri, fruktozlu gıda ürünlerinin şişmanlatıcı etkisi üzerinde hemfikir. Bağımsız bilim adamları, fruktozun obeziteye ve metabolik sendroma yol açtığını ileri sürüyor.
Glikoz, vücudun tüm hücrelerinde kullanılırken fruktoz sadece karaciğer için gerekli ve bu miktar 15 gram kadar. Fazlası, ürik asit düzeyini yükseltiyor, obezliğe, depresyona, diyabete, karaciğerde ve diğer iç organlarda yağlanmaya ve devamında pankreas kanseri, kalp hastalıklarına, diş çürümesi, depresyon, böbrek, gut, tansiyon, migren, varis gibi hastalıklara yol açıyor. Yağlanma sonucu oluşan metabolik sendromla; siroz, karaciğer kanseri, karaciğer rezeksiyonu (karaciğerin bir kısmının ameliyatla alınması) ve transplantasyonu gereken hasta sayısı da gitgide artıyor. Taşsız safra kesesi iltihabı, akut pankreatit tablolarında da artış var. 

Gazlı içeceklerin en görünür zararı şişmanlık. Çünkü çok miktarda hızlı emilen şeker içeriyorlar. Bu nedenle diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor. Son yıllarda normal şeker yerine çok daha ucuz olan mısır şurubu (fruktoz) kullanılıyor ki şişmanlık salgınının en önemli etkeni bu tip şekerler. Mısır şurubu şişmanlık, hipertansiyon, şeker hastalığı, gut, karaciğer sirozu ve depresyon gibi hastalıkların ana nedeni.”
Kanser hücrelerinin büyümesini hızlandırıyor. Bugüne kadar yapılan pek çok araştırma, doğalın dışına taşmış şeker metabolizmasının pankreas kanserine neden olduğunu gösterdi. ABD’de 88 bin 802 kadının katılımıyla gerçekleştirilen ‘Nurses Health Study’ adlı araştırmada, 18 yıllık takip süresinde 180 kişide pankreas kanseri saptandı. Bu çalışmaya göre çay şekeri (sükroz) pankreas kanseriyle ilişkili bulunmadı. Buna karşılık özellikle vücut kitle indeksi yüksek olan ve artmış ensülin direnci bulunan bireylerde, yüksek glisemik yük ve fruktozdan (mısır şurubu şekeri) zengin diyet, pankreas kanseri olasılığını istatistiksel anlamlı bir biçimde artırdığı görüldü. Multiethnic Cohort adlı çalışmada ise diyetteki glisemik yük (bir yiyeceğin bir porsiyondaki gerçek karbonhidrat miktarı), eklenen şekerler ve karbohidratların pankreas kanseri oluşturma riski araştırıldı.
8 yıl izlenen 162 bin denekten 434’ünde pankreas kanseri ortaya çıktı. Analiz sonucunda nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan fruktozun pankreas kanseri ile istatistiksel anlamlı ilişkili olduğu gösterildi.
Bütün bunların yanı sıra; Şekersiz kola reklamı yasak ama karara uyan yok. Türkiye Şeker-İş Sendikası, Nisan 2008’de; Coca-Cola ve Pepsi firmaları tarafından piyasaya sürülen ve ‘zero sıfır şeker’ ile ‘şekersiz maksimum tat’ sloganlarıyla tanıtılan “Coca Cola Zero” ve “Pepsi Max” isimli ürün reklamlarının durdurulması için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu Başkanlığı’na şikâyet başvurusunda bulundu. 12 Ağustos 2008’de karara varan Reklam Kurulu, “söz konusu ürünlerde hiç şeker bulunmadığı izleniminin yaratıldığına ve reklamların tüketicileri yanıltıcı ve aldatıcı nitelikte olduğuna” karar verdi.
TÜRKİYE’ DE HANGİ FİRMALAR BU ÜRETİMİ YAPIYOR PEKİ?
Türkiye’de NBŞ üreten sadece 5 şirket var! Bunlardan Cargill’ın kapasitesi 400 bin ton, Adana’da bulunan Amylum’un kapasitesi 250 bin ton, Ülker- Cargill ortaklığındaki Pendik Nişasta’nın kapasitesi 110 bin ton, Tat firmasının kapasitesi 70 bin ton ve Sunar’ın kapasitesi 55 bin ton mısır. Bu 5 tesisten biri olan Pendik Nişasta Sanayi, Ülker Grubu’na ait. Ülker Grubu, Pendik Nişasta Sanayi tesisinde Cargill ile ortak olarak mısır şurubu üretiyor. DAHA UCUZ KOLA, DAHA ÇOK NBŞ Üç büyük kola üreticisi, içeceklerini tatlandırmak için pancar şekeri yerine, daha ucuz olan “mısır şurubu” kullanmayı tercih ediyor. NBŞ üreten 5 firma arasında yer alan Ülker, piyasanın en büyük şirketi olan Cargill’a ortak ve neredeyse tekel konumunda. Ülker aynı zamanda NBŞ’yi en çok kullanan gıda üreticisi olduğu için de bu üretimden en çok kâr eden firma konumunda. Üstelik Ülker daha önce Bakanlar Kurulu’nun üretim kotasını aşmayı da başarmıştı.
Sonuç olarak; marketten aldığınız her ürünün içinde şeker diliminin ne olduğunu inceleyin (bir çoğunda ne yazık ki belirtilmiyor.) Kendiniz ve özellikle çocuklarınıza yedirdiğiniz her gıdada buna dikkat edin. . Mümkün olduğunca evinizde hazırladığınız yiyecekleri tüketin ve çocuklarınıza tükettirin. Artık internet sayesinde evde kolaylıkla bir çok atıştırmalık hazırlamanız mümkün. Keşke olumsuz etiketlerinden dolayı reklamların yasaklanması da mümkün olsa.
Hoşça, Dostça ve Sevgi le Kalın
Arzu BOYACI

2018-01-03

BEBEK MAMALARI, SÜTTE VE SÜT ÜRÜNLERİNDE Kİ MELAMİN TEHLİKESİ

BEBEK MAMALARI, SÜTTE VE SÜT ÜRÜNLERİNDE Kİ MELAMİN TEHLİKESİ

melamin ne
Son yıllarda bir çok tartışmalara sebep olan Melamin hakkında bilgi sahibi olmakta fayda var diye düşündüm. Uzun zamandır artık ne yemeliyiz ne yememeliyiz, hangi üründe ne katkı var, etkileri nelerdir, ne yapmalıyız muamması içindeyiz. Bu yüzden de tedbirimizi almakta fayda var.

Peki son yıllarda sürekli tartışılan Melamin Nedir?
Melamin kapların üretiminde kullanılan endüstriyel kimyasal yani Petrol türevi bir maddedir. Bunun dışında Mutfak dolaplarında da kullanılır.Organik bileşik, plastik madde üretiminde endüstriyel kimyasal maddedir. Formaldehit ile birleştiğinde ısı ile sertleşir. Melamin % 66 oranında azot içerir.
Formül: C3H6N6
Erime noktası: 345 °C
Molar kütle: 126,12 g/mol
Yoğunluk: 1,57 g/cm³
IUPAC numarası: 1,3,5-Triazine-2,4,6-triamine
İçinde çözündüğü madde: Su
Süt içindeki en önemli besin maddeleri protein, yağ ve toplam kuru maddedir. Protein miktarının hesaplanmasında ise en önemli olan Nitrojen hesaplamasıdır. NH2 melamin içinde çok fazla miktarda bulunmaktadır. Süt maliyetleri ile kıyas edildiği vakit süt içine Melamin eklendiğinde (Canlılar açısından çok tehlikelidir. Kanserojen maddedir) avantajlıdır. Süte benzerliğinden dolayı duyusal olarak analiz edilemezler. Son zamanlarda protein ihtiva eden her şeyde melamin bulunabilmektedir. (Protein içeriğini ayarlamak için).
formül melamin

Biraz katılmasında sorun bunun neresinde derseniz?
Melamin biraz fazla katıldığında sütteki proteini olduğundan yüksek göstermeye yarar: Yani bu bir hile aracıdır. 2008 yılında gazetelerde okumuşsunuzdur, Çin’de 3 bin civarında çocuk melamin katılmış süt tozundan hastalandı ve 6′sı öldü. Ve sonrasında, Çin’de yine 103 ton melamin katılmış süt tozu yakalandı ve Amerika süt tozu ithalatını bu ülkeden durdurdu. Raflardan ürünleri toplatıldı.
Biz ise ne yaptık dersiniz? Çin’le ticaret koşulları anlaşması imzaladık ve aynı tarihlerde de süt tozu ithalatına izin verdik…!
Süt tozu hangi ülkeden ithal edilirse edilsin içindeki melamin miktarı en az kiloda 2 miligram olacaktır. İki ile iki dört eder…!
Şunu unutmayalım ki Gerçek gıda “Çiğ Süt” tür. Çiğ sütten yapılmamış yoğurt, çiğ sütten yapılmamış tereyağı…Bunlar gerçek gıda olmayacaktır, eksik gıda olacaktır. Süt tozu, en hakiki haliyle bile eksik kalırken, melamin katkısı ile “zehir”e dönüşmektedir.
Yine Melamin; 2007-2008 yılarında 4 ayaklı minik dostlarımızın (Kedi ve Köpekler) aniden ölümleri sonucu, gelen mamaların ülke menşeilerine bakıldığından mamaların Çin den geldiği fark edildi. Farklı ülkeler Çin den bu konuda araştırma yapmalarını istediler.
Yine Melamin; Bebek mamalarına 1 mg melamin bulaşabilir” konusu tartışma yarattı. Bakanlığın Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği’ne “Bebek mamalarına 1 mg melamin bulaşabilir” eki tartışma yarattı.
tabaklar
19 Aralık 2012’de Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe göre, “Gıdaların 1 kilogramında maksimum 2,5 mg ve bebek formüllerinin toz halde olanlarının 1 kilosunda maksimum 1 mg olmak üzere melamin bulunabileceğine” karar verildi. Bu yeni yönetmelikle limit getirilmiş oldu. Bakanlık ayrıca bebek mamalarında hiçbir bulaşığın olmadığını da eklerken, “1 mg altındaki melamini kabul ediyoruz ama zaten hiç olmaması gerekiyor” dedi. Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, yönetmelikteki limitler Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin (EFSA) belirlediği bir standart. Uzmanlar ise EFSA’nın belirlediği standartlara değer verilmemesi gerektiğini belirterek, 1 mg melaminin çocuk sağlığını etkileyebilecek bir ölçü olduğunu kaydetti ve “EFSA endüstriyle iç içe geçmiş bir kurum. Limitlerinin bağlayıcılığı da yok” dedi.
Melaminin İnsan Vücuduna Ne Gibi Zararları Vardır?
Melamin özellikle küçük çocuklarda ve devamlı alınımı olursa büyüklerde böbreklerde ciddi sorunlara yol açabilir. Kreatinin seviyesinin çok yüksek olması böbreklerde sorun olduğu anlamına gelir. Bu madde böbreklerde böbrek taşı oluşumuna sebep olur. Böylece böbrek rahatsızlığı, tansiyon artışı, ilerleyen süreçlerde diğer organlarda farklı rahatsızlıklara da neden olacağı tıp otoritelerince açıklanmıştır.
Melamin Zehirlenmesi Nasıl Anlaşılır?
Huzursuzluk, idrarda kan görülmesi, çok az veya hiç denecek kadar idrara çıkma böbrek enfeksiyonlarının bulguları yüksek kan basıncı olarak kendini gösterir.
Sanırım bebeklerimiz ve kendimiz konusunda en çok güvenebileceğimiz kişi kendimiz olmalıyız. Her zaman, kullandığımız ürünlerin içine katılanları öğrenelim ve etiketlerdeki içerikleri mutlaka okuyalım ve takip edelim. Yasal düzenlemeler ve denetimler talep etmek bizim hakkımız olduğu gibi düzenlenmesini de talep edelim. Satılan her ,ürün olmazsa olmaz değildir, bilmeliyiz ki bunlar pazarlama strateji ve dipsiz bir kuyudur. Bu yüzden eskilerin de yaptığı gibi kendi ürünlerimizi kendimizin yapması ve çok gerekli olmayan ürünleri tüketmeyerek önlem alabiliriz. Bebeklerimize mümkün olduğunca sık ve uzun süre anne sütü vererek, mecbur değilsek bebek formülleriyle hiç tanışmamalarını sağlayalım. Melamin konusunda endişeleniyorsanız, Melamin çocuk tabaklarından, bardaklarından da uzak duralım bunların üretiminde ayrıca formaldehit de kullanıldığını belirtmiştim. Melamin tabakların içlerine asitli gıdalar koymayalım. Bunların içindeki yiyecek-içecekleri mikrodalga fırında ısıtmayalım. Kahvenize bir krema atarken ya da isimleri daha önceden açıklanmış firmaların (ithal ürün getiren) süt ve ürünlerini tüketirken dikkat edelim.
Bir süt ya da süt ürününün içeriğinde süt tozu olup olmadığı üzerinde yazmamaktadır. Bu eksiğin giderilmesine yönelik 
Çiğ Süt Üreticilerinin başlatmış olduğu bir kampanya var. Siz de katılın.
174’ü arayın ve tercih ettiğiniz markanın süt ürününde, örneğin yoğurdun'da, süt tozu kullanıp kullanmadığını öğrenmek istediğinizi iletin. Bakalım ne cevap gelecek!
Hoşça Dostça ve Sevgi ile Kalın.
Arzu BOYACI

2017-12-21

ÇÖLYAK GÜNCELERİ - 2

ÇÖLYAK GÜNCELERİ - 2

gluten free


Bu sefer biraz da damak zevkimiz yerine gelsin dedim ve kendi hazırladığım bir kaç tarifimden size derleme yaptım. Umarım hoşunuza gider ve keyifle yersiniz...

glutensiz krep

GLUTENSİZ KREP;
Malzemeler;
2 Yumurta
1 çay kaşığı kaya tuzu
1 çay kaşığı şeker ( isteğe bağlı )
100 gr ( 1 su bardağı ) Glutensiz Söke Un
200 ml ( 1 su bardağı ) süt
Yapılışı;
Yumurta, süt,tuz ve şekeri 1 dakika çırpın ve unu ilave edip 3 dakika daha çırpın. Daha sonra orta ateşte hafif yağlanmış teflon tavaya ince tabaka halinde dökün. Tavayı hareket ettirerek hamurun tamamen yayılmasını sağlayın. Üzerinde kabarcık oluşunca yada kenarı hafif kıvrılınca ters çevirip diğer tarafı da pişirin. Her bir krep için tavayı tekrar yağlayın.


limonlu kek

LİMONLU KALP KEK
Malzemeler;
2 yumurta
1 çay bardağı şeker
1/2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
1 + 1/2 çorba kaşığı Sinangil glutensiz un
1 çorba kaşığı glutensiz pirinç unu
75 gr süt
2,5 adet limon
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
Yapılışı;
Yumurta ile şekeri iyice çırpın. Sonra zeytinyağı ekleyip çırpın. Ardından sütü ilave edip çırpın ve glutensiz ununuzu ve pirinç ununuzu eleyerek içine ilave edin. 2 dk çırptıktan sonra vanilya ve kabartma tozunu ilave edip iyice çırpın. Yağlanmış kalıba döküp önceden ısıtılmış fırında 180 derece de 30 dk pişirin. Benim gibi gazlı fırında yapıyorsanız 20-25 dk sonra kontrol edin çünkü çabuk pişiyor.
Not: İsteğe bağlı 2,5 limonu sıkın ve suyuna aldığı kadar pudra şekeri (ben şekeri blender dan geçirip kullanıyorum) ilave edin. İyice şekeri yedirdikten sonra fırından çıkan sıcak kekin üzerine dökün ve soğumaya bırakın.

kakaolu kek

KAKAOLU KALP KEK
Malzemeler;
2 yumurta
7 çorba kaşığı şeker
7 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
7 çorba kaşığı sinangil glutensiz un
7 çorba kaşığı glutensiz pirinç unu
15 çorba kaşığı süt
2 çorba kaşığı Nestle glutensiz kakaolu
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
Yapılışı;
Yumurta ile şekeri iyice çırpın. Sonra zeytinyağı ekleyip çırpın. Ardından sütü ilave edip çırpın ve glutensiz ununuzu, kakaolu ve pirinç ununuzu eleyerek içine ilave edin. 2 dk çırptıktan sonra vanilya ve kabartma tozunu ilave edip iyice çırpın. Yağlanmış kalıba döküp önceden ısıtılmış fırında 180 derece de 30 dk pişirin. Benim gibi gazlı fırında yapıyorsanız 20-25 dk sonra kontrol edin çünkü çabuk pişiyor.

doğumgünü pastası

VANİLYALI DOĞUM GÜNÜ PASTASI
Pasta Keki Malzemeler;
7-8 yemek kaşığı glutensiz un
2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı süt (Ben pınarın yeni proteinli vanilyalı laktozsuz sütünü kullandım )
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 yemek kaşığı kakao ( ben bunun yerine 1 ölçek keçiboynuzu tozu koydum, Kakao içinde nestle’nin glutensiz kakaosunu kullanabilirsiniz.)
1/2 su bardağı zeytinyağı
Yapılışı;
Yumurta ile şekeri iyice çırpın. Sonra zeytinyağı ekleyip çırpın. Ardından sütü ilave edip çırpın ve glutensiz ununuzu eleyerek içine ilave edin. 2 dk çırptıktan sonra keçiboynuzunu (veya kakao) vanilya ve kabartma tozunu ilave edip iyice çırpın. Yağlanmış kalıba döküp önceden ısıtılmış fırında 180 derece de 30 dk pişirin. Benim gibi gazlı fırında yapıyorsanız 20-25 dk sonra kontrol edin çünkü çabuk pişiyor.
Puding Malzemeler;
1 Litre süt
1 su bardağı toz şeker
2 çorba kaşığı kakao ( ben vanilya kullandım )
1 çorba kaşığı nişasta (glutensiz prinç nişastası kullandım)
1 tepeleme çorba kaşığı glutensiz un.
1 çorba kaşığı tereyağ
1 paket vanilya.
Yapılışı;
Vanilya ve Tereyağı hariç tüm malzemeleri kaynayana kadar karıştırın. Kaynayınca vanilya ve tereyağını ilave edin. Koyulaşıncaya kadar karıştırın.
Soğuduktan sonra kekinizi ikiye bölüp ara katına Puding sürün daha sonra üst katına sürün. Hazırladığınız pasta kremasını son kat olarak üstüne sürün. Ben kremasını pınar vanilya proteinli süt ile yaptım hem rengi beyaz olmasın diye hemde aroma katsın diye. En sonunda üstüne Mabel bitter damla çikolata koydum.

çikolatalı kurabiye

ÇİKOLATALI KURABİYE
Malzemeler;
2 su bardağı glutensiz un
125gr tereyağ
2 su bardağı şeker (Bana fazla geldiği için ben 1,5 bardak koydum)
1 yumurta
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 su bardağ ıMabel bitter damla çikolata
1 ölçek keçiboynuzu tozu
Yapılışı;
Tereyağ ve şekeri çırpın daha sonra yumurtayı ilave edip iyice çırpın. Sonra içine keçiboynuzu ve ununuzu eleyerek ilave edip güzelce çırpın. Ardından vanilya ve kabartma tozunu ilave edip karıştırın ve 1 su bardağı bitter damla çikolatayı içine atıp karıştırın. Daha sonra karışımın üzerini sterch filmle kapatıp 1 saat buzdolabında bekletin. Daha sonra bir tepsiye yağlı kağıt koyup yuvarlak küçük toplar halinde yerleştirin. (Size tavsiyem eğer şekilli kalıbınız varsa onda yapın çünkü glutensiz un formunu korunuyor ve yayılıyor.) Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30 dk pişirin. Eğer gazlı fırında yapıyorsanız 20 dk yeterlidir.
Not: Glutensiz unda normal kurabiye formu olmadığından fırından çıkardıktan sonra bıçakla aralarını kestim. Soğuduktan sonra kolayca ayrılması için.

glutensiz kremalı sebze çorbası

GLUTENSİZ KREMALI SEBZE ÇORBASI
Malzemeler;
300-400 gr brokoli
2 tane ince pırasa
1 tane kereviz
1 tane patates
2 küçük kabak
2 tane havuç
3 diş sarımsak
200 ml süt
3 kaşık glutensiz sinangil un
2 çay kaşığı kaya tuzu
4 çorba kaşığı sızma zeytinyağı (isteğe bağlı artırabilirsiniz)
Yapılışı;
Tüm sebzeleri temizleyip doğrayıp tencereye koyun üstüne çıkacak şekilde su ile doldurun. Kaynayıp haşlandıktan sonra hepsini blender da çekin. Çelik tencerenin içine yağınızı koyun ve ununuzu ilave edip kavurun ardından sebzeleri haşladığınız suyu yavaş yavaş karıştırarak ilave edin. Daha sonra blender dan geçirdiğiniz sebzeleri ilave edin ve kaynayana kadar karıştırın. Kaynadıktan sonra tuzu ilave edip biraz daha karıştırın. Ocağın altını kısıp 5 dk daha pişirin. Ocağın altını kapattıktan sonra sütü ilave edip iyice karıştırın ve tencerenin ağzını kapatıp beklemeye alın.

glutensiz hamburger

GLUTENSİZ HAMBURGER
Malzemeler;
300 - 400 gr Kıyma
Alabildiğine Schar Galeta unu
Yarım baş doğranmış soğan
Bir tutam Maydanoz
Bir tutam Karabiber
1 tane Yumurta
1 çay kaşığı kaya tuzu
1 adet Domates
6 adet kornişon turşu
3 yaprak mağrul
3 adet cheeddar peyniri
3 adet Ada Glutensiz Hamburger Ekmeği
Yapılışı;
Tüm iç malzemelerini iyi yoğurun ve 3 adet büyük köfte elde edin. Fırında ızgara yaptıktan sonra, Hamburger ekmeğinin ikiye bölün ve alt kısmına önce hamburgeri koyun ve üstüne cheeddar peynirini koyduktan sonra 1 dilim domatesi koyun ve üstüne 2 adet kornişion turşuyu dilimleyip yerleştirin. Üst ekmeği de koyarak servise hazır edin.

NOHUT UNLU BARBARA KEKİ
Malzemeler;
200 gr zeytinyağı
300 gr şeker
4 tane yumurta
1 tane limon kabuğu
125 gr Nohut Unu
125 gr Pirinç unu
50 ml süt
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu
Taze sıkılmış Elma yada limon suyu
Pudra şekeri yada şeker sos için
Yapılışı;
Yumurta ile şekeri iyice çırpın. Sonra zeytinyağı ekleyip çırpın. Ardından sütü ilave edip çırpın ve Nohut ununuzu ve pirinç ununuzu eleyerek içine ilave edin. 2 dk çırptıktan sonra aroma vermesi için1 limon kabuğu içine rendelenir, vanilya ve kabartma tozunu ilave edip iyice çırpın. Yağlanmış kalıba döküp önceden ısıtılmış fırında 180 derece de 30 dk pişirin. Benim gibi gazlı fırında yapıyorsanız 20-25 dk sonra kontrol edin çünkü çabuk pişiyor.
Not: İsteğe bağlı 2,5 limonu sıkın ve suyuna aldığı kadar pudra şekeri (ben şekeri blender dan geçirip kullanıyorum) ilave edin. İyice şekeri yedirdikten sonra fırından çıkan sıcak kekin üzerine dökün ve soğumaya bırakın.
Afiyet Olsun 

Hoşça, Dostça ve Sevgi ile Kalın.


Arzu BOYACI

2017-11-04

ÇÖLYAK GÜNCELERİ...!

ÇÖLYAK GÜNCELERİ...!

glutensiz beslenme

Çölyak Hastalığı ile Yaşamak.
7 Nisan 2017 tarihi itibari ile çölyak hastası olduğumu öğrendim. ve hoş geldin yeni bir alerji daha :) Mevcut bir sürü alerjim vardı zaten bir eksiğim gıda tolerans testim kalmıştı. ve süpriz çölyak denen illet. Daha doğrusu bir illet olduğunu anlamam biraz vakit aldı maalesef. İlk başta işin bu kadar ciddiyetinde değildim. Fakat sonra yavaş yavaş araştırmaya başladım ve diyetisyenin bana önerdiği gıdaları tüketmeye başladıkça, işin boyutunu fark ettim.

Peki ÇÖLYAK HASTALIĞI NEDİR?
Çölyak hastalığı, ince bağırsağa hasar veren yiyeceklerin alımı ile besin emilimini bozan sindirim sistemi hastalığıdır. Çölyak hastalığı olan kişiler için; BUĞDAY, ARPA, ÇAVDAR ve YULAFTA bulunan GLUTEN adı verilen protein zararlıdır. Çölyak hastalığı olan kişiler, gluten içeren yiyecekler yediklerinde, bağışıklık sistemleri, ince bağırsağa zarar verecek bir yanıt oluşturur. Hasara vücudun kendi bağışıklık sistemi neden olduğu için, otoimmün bozukluk olarak adlandırılır. Besinler emilemediği için aynı zamanda emilim bozukluğu hastalığı olarak adlandırılır. Çölyak hastalığı genetik bir hastalıktır. Bazen gebelik, doğum, viral enfeksiyonlar ve bazı duygusal stresler sonrasında hastalık ortaya çıkabilir veya ilk kez aktif hale geçebilir.
BELİRTİLER NELERDİR?
Çölyak hastalığı, hastaların tümünde aynı belirtileri göstermez. Bazı hastalar belirtileri çocuk, bazıları ise yetişkin yaşta gösterir. Uzun süre anne sütü alan kişilerde Çölyak hastalığının belirtilerinin daha geç ortaya çıktığı gösterilmiştir. Glutenin beslenmeye girdiği yaş ve alınan glütenin miktarı da önemlidir. Hastalığın belirti ve bulguları, ortaya çıkış zamanı kişiden kişiye oldukça değişkenlik gösterir.
BAŞLICA BELİRTİLER
• Kronik ishal
• Kilo kaybı
• Açık renkli, kötü kokulu dışkı
• Açıklanamayan veya tedaviye rağmen tekrar gelişen kansızlık
• Gaz, tekrarlayan karın ağrısı
• Şişkinlik ve sersemlik
• Hazımsızlık
• Kabızlık
• Kusma (Genellikle çocukları etkiler)
• Demir eksikliği anemisi veya vitamin B12 folat eksikliği aneminin bir işareti olabilir yorgunluk (aşırı yorgunluk)
• Kaşıntı cilt döküntüsü
• El ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma
• Koordinasyon, denge ve konuşmayı etkileyen bozukluklar
• Sıvıların birikmesi (ödem) nedeniyle, eller, ayaklar, kollar ve bacaklarda şişme
• Kemik ağrısı, kas krampları
• Davranış değişikliği
• Boy kısalığı, gelişme geriliği
• Adet düzensizliği
• Ağız içinde soluk yaralar
• Diş çürükleri
• Osteoporoz
• Tekrarlayan düşükler Çölyak hastalığı olan bazı kişilerin yakınması yoktur. İnce bağırsağın hasar görmemiş bölümü belirtileri önlemeye yetecek kadar yeterli besin emilimini sağlıyor olabilir. Ancak belirtileri olmayan hastalar da Çölyak hastalığının uzun dönemde çıkacak yan etkileri açısından risk altındadır.
ÇÖLYAK HASTALIĞI NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Çölyak hastalığı teşhisini koymak için doktorlar kanda glutene karşı antikor seviyesini ölçen test istemektedirler. Eğer testler ve belirtiler Çölyak hastalığını düşündürüyorsa kesin teşhis için ince bağırsaktan küçük bir parça alınması gerekmektedir. ÇÖLYAK HASTALIĞININ KESİN TANISINI KOYMAK İÇİN EN İYİ YÖNTEM İNCE BAĞIRSAK BİYOPSİSİDİR. Biyopsi ağızdan, ince bir hortum yardımı ile onikiparmak bağırsağına ulaşılarak yapılır. İşlem kısa süreli olup, çocuklarda anestezi altında da yapılabilmektedir. HASTALIĞIN TARANMASI Çölyak hastalığı taraması, glutene karşı antikorların kan testleri ile araştırılmasına dayanır. Çölyak hastalığı kalıtımsal olduğu için tanısı konmuş hastaların özellikle birinci derece akrabaları hastalık açısından taranmalıdır. Hasta insanların 1. derece akrabalarının (ANNE, BABA, ÇOCUKLAR) hasta olma olasılığı %10 dur. Tanı ve tedavi geciktikçe yetersiz beslenme ve diğer komplikasyonların gelişme riski artacaktır
TEDAVİ NEDİR?
Çölyak hastalığının TEK TEDAVİSİ GLUTENSİZ DİYET ile beslenmektir. Diyet gluten içeren tüm gıdalardan kaçınmayı gerektirir. Diyet tedavisi ile belirtiler düzelmekte, var olan bağırsak hasarı iyileşmektedir. Diyete başlanan günlerde iyileşme başlar ve ince bağırsak 3–6 ay arasında tamamen iyileşir. GLUTENSİZ DİYET YAŞAM BOYU SÜRDÜRÜLMELİDİR. Glutensiz diyete cevap alınması aynı zamanda Çölyak hastalığı tanısının doğrulanması anlamını taşır.
GLUTENSİZ DİYET
Glutensiz diyet; buğday, çavdar, arpa ve yulaf içeren tüm gıdalardan (hububat, makarna ve birçok işlenmiş gıda) ÇOK AZ MİKTARLARDA DAHİ YEMEMEK anlamına gelir. MISIR, PATATES, PİRİNÇ, SOYA UNU ZARARSIZDIR. Et, meyveler ve sebzeler gluten içermez. Çölyak hastalığı olan kişiler bu yiyeceklerden istedikleri kadar yiyebilirler. Günümüzde glutensiz unlar ve bundan yapılmış hazır ürünlere market ve eczanelerden ulaşılabilmektedir.
gluten free

GLUTENSİZ DİYETE ÖRNEKLER 
İÇECEKLER İZİN VERİLEN: Kahve-çay, Taze süt, pastörize süt, Yoğurt
ET-BALIK-TAVUK
Taze etler balık, deniz ürünleri, kümes hayvanları, konserve balık, salamura balık, bazı sosisler
PEYNİR
Tüm yıllanmış peynirler, beyaz peynir, krem peynir, pastörize edilmiş peynir
PATATES VE DİĞER NİŞASTALILAR
Beyaz ve tatlı patates, kaba öğütülmüş mısır, pirinç, glutensiz şehriye
TAHIL
Mısır unuyla yapılmış sıcak kahvaltılıklar, pirinç, kelloggs un mısır patlakları
EKMEKLER
Özel hazırlanmış (sadece izin verilen unlarla) ekmekler UNLAR Mısır unu, patates unu, pirinç unu, pirinç nişastası, soya unu, fındık unu
SEBZELER
Tüm sade, taze, donmuş veya konserve sebzeler, kurutulmuş fasulye ve bezelye, mercimek, bazı ticari hazır sebzeler
MEYVELER
Hepsi sade, donmuş, konservelenmiş veya kurutulmuş meyveler, tüm meyve suları
YAĞLAR
Tereyağı, margarin, bitkisel yağlar, fındık, yerfıstığı ezmesi, hidrojenlenmiş sebze yağları, bazı salata sosları, mayonez, yapışmaz pişirme sıvıları
ÇORBALAR
İzin verilen içerikle yapılmış ev yapımı çorbalar, bazı hazır konserve, özel kuru çorba karışımları
TATLILAR
İzin verilen içerikle yapılmış kekler, hazır ekmekler, puding ve börekler, pirinç pudingler, bazı puding karışımları, krema, öz ve basit içerikli dondurmalar, şekerler, Jöle, reçel, bal, kahverengi ve beyaz şeker, çikolata, saf kakao, Hindistan cevizi
DİĞER
Tuz, biber, zencefil, tarçın, acılı tozlar, domates püresi ve salçası, zeytinler, soda, yaşmaya, kuru hardal
YASAKLAR
Bira, cin, viski, aromalı kahve SÜT Maltlı süt, bazı çikolatalı sütler, bazı süt ürünü olmayan kremalar
ET, BALIK, TAVUK Hazır buğday, arpa, çavdar veya yulaf içeren etler,
sebze suyunda konservelenmiş ton balığı
PEYNİR Yulaf içeren herhangi bir peynir ürünü
PATATES VE DİĞER NİŞASTALILAR
Bilinen şehriyeler, spagetti, makarna, buğday unu eklenmiş donmuş patates ürünleri
TAHIL Buğday, yulaf, arpa ve çavdar içeren tüm kahvaltılıklar, kepek, buğday tohumu, ayıklanmış buğday
EKMEKLER Buğday, çavdar, arpa veya yulaf içeren tüm ekmekler UNLAR Buğday tohumu, kepek, buğday nişastası, buğday, çavdar, arpa veya yulaf içeren tüm unlar
SEBZELER Kremalı sebzeler, sos içinde konservelenmiş sebzeler, fırınlanmış konservelenmiş fasulyeler, Bazı ticari hazırlanmış sebzeler ve salatalar
MEYVELER Hazırlanmış meyveler, bazı börek içleri, kuru üzüm ve hurma(un serpilerek kurutulmuş)
YAĞLAR Bazı ticari salata sosları, buğday yağı, süt ürünü olmayan krema ürünleri, hazır et suyu ve soslar
ÇORBALAR Çoğu konserve çorba ve çorba karışımı bulyon, bulyon tabletleri (sebze proteiniyle hazırlanmış)
TATLILAR Ticari kek ve kurabiyeler, buğday, çavdar, yulaf veya arpayla yapılmış börekler, hazır karışımlar pudingler, dondurma külahlar, jöle
ŞEKERLER Ticari şekerler (buğday unu kaplı), aromalı şuruplar, şeker içeren malt aromaları
DİĞER Açık salça tozu, kuru baharat karışımları et sosları, hardal, yaban turpu, soya sosu, tarçın, alkol bazlı tatlandırıcılar, bira mayası.
Glutensiz bir yaşam sürmek için piyasa da hazırlanmış ve satışta olan glutensiz makarna, bisküvi, ekmek, un tarzında besinler vardır. Bu besinleri büyük marketlerden veya internetten siparis yolu ile elde emeniz mümkün. Yalnız aldığınız ürün yapıldığı yerde glutenli ürün üretimi varsa çapraz eşleşmeden dolayı aldığınız ürüne gluten bulaşma risk olabiliyor. bu yüzden aldığınız ürün için teyit almanızda fayda var.
ARPA
Arpa, besin gruplarından karbonhidrat grubundadır. B6 vitamini başta olmak üzere, potasyum, demir, çinko gibi vitamin ve mineralleri içermektedir. Arpayı diyetinizden çıkardığınızda yerine mısır tüketimine devam ederseniz vücutta herhangi bir vitamin eksikliği görülmez. Türkiye’de arpa bazı ekmeklerin içerisinde, viski, ale ve birada bulunmaktadır. Etiketinde arpa içerir ibaresi bulunan ekmekleri tüketmeyiniz. Bazı bira çeşitlerinde de arpa bulunabilmektedir.
ÇAVDAR
Çavdar, buğdaydan sonra en fazla ekimi yapılan tahıldır ve karbonhidrat grubundandır. Vücuda enerji verir, içeriğinde B2, B6, B12 ve C vitaminleri ile demir, kalsiyum, niasin, folik asit ve çinko vardır. Çavdar özellikle hamurun kabarık ve esnek olmasına sebep olduğundan ekmek yapımında kullanılır. Dünyanın çeşitli yörelerinde çavdardan viski, cin, votka gibi alkollü içecekler ve kvas denilen Rus birası yapılmaktadır. Çavdar unu hamur işlerinde yaygın olarak kullanılmaz.. Diyetiniz de çavdar yerine mısır ekmeği veya unundan yapılmış hamur işlerini tüketebilirsiniz.
YULAF
Bitkisel proteini yoğun olarak bulunduran yulafta bol miktarda protein, lipid, lif, mineral tuzlar ve B grubu vitaminleri bulunuyor. Karbonhidrat olarak sınıflandırılan yulaf, yüksek lif özelliğine sahiptir. Vücutta enerjiye çevrilir, kuvvetli bir yakıt kaynağıdır, içeriğinde fosfor, demir, kalsiyum gibi vitamin ve mineraller vardır. Yulaf tüketiminde özellikle sabah tüketilen kahvaltılık gevreklerini mısır gevreği olmasına özen gösteriniz. Bazı viski ve votkalarda da yulaf bulunduğu için bu tür alkolleri de tüketmeyiniz. Ekmek satın alırken yulaf unu karıştırılmadığından emin olunuz.
BUĞDAY
Buğday en yaygın olarak tüketilen ve ekilen bir tahıl çeşididir. Karbonhidrat içeriği yüksektir. Buğday, ekmek ve birçok hamurlu yiyecekler için en iyi un veren tahıldır. Buğday tanesinde ortalama % 13 su, % 51 nişasta, % 9 protein, % 2 yağ, % 1,8 mineraller bulunur.
Buğday günlük hayatımızda ekmek, makarna, kek, börek, lavaş, bisküvi, tatlılar başta olmak üzere birçok besinlerin yapımında ve üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Buğdaya karşı intolerans geliştiriyorsanız buğday ürünlerini diyetinizden belli sürelerde çıkardığınızda mutlaka diğer tahıllardan oluşan besinleri diyetinizde arttırın. Birçok kişi buğdaya intolerans geliştirdiğini duyduğunda diyetinden tüm ekmek, makarna ve hamur işlerini çıkartıp, meyve ve sebze ağırlıklı beslenmeye başlar fakat unutulmamalıdır ki buğday bir karbonhidrattır ve diyetinizden karbonhidratları tamamen çıkarmanız sonucunda bazı sağlık problemleri baş gösterir.
Karbonhidratların görevleri;
Enerji verir. Proteinlerin enerji için kullanılmasını engeller. Bir gramı 4 kkal enerji verir.
Vücut ısısının korunmasında görevlidir.
Sinir sisteminin çalışmasında etkilidir, özellikle beynin tek kullandığı kaynak glikozdur.
Posa, kalın bağırsakta suyun geri emilmesi ve tutulmasını, artık maddelerin vücuttan atılmasını sağlar.
Sinir dokuları ve kıkırdakların yapımı için karbonhidrata gereksinim vardır.
Vücutta su ve elektrolitlerin dengede tutulmasında görevlidir.
Normal günlük alınan diyet enerjisinin % 55-60’ının karbonhidratlardan sağlanması gerekir. Örneğin 2000 kalorilik enerji içeren diyette, diyet enerjisinin 1200-1000 kalorilik kısmı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Buğday bir çok besinin yapımında kullanıldığı için çok iyi bir etiket okuyucusu olmanız gerekmektedir. İlk olarak diyetinizde buğday ekmeği yerine mısır ekmeği tüketmeye başlayınız, makarna yerine kepekli pirinç tüketiniz. Bulgur ve irmik tüketimine dikkat ediniz. Besinlerin etiketlerini okuduğunuzda aşağıda belirtilen şekilde ibareler besinin içerisinde buğday olduğunu gösterecektir;
• Jelatinlenmiş nişasta
• Hidrolize edilmiş bitkisel protein
• Kamut
• Değiştirilmiş yemek nişastası
• Değiştirilmiş nişasta
• Yapıştırıcı
• Doğal aromalar
•Soya sosu
• Bitkisel nişasta Piyasada satılan (Halk Ekmek) glutensiz ürünler; glutensiz makarna, glutensiz un, glutensiz kek, promod bisküvi-çikolata tarzı ürünler buğday içermezler, tüketebilirsiniz.
Ayrıca piyasada satılan bazı ürünlerin içerisine buğday konmaktadır;
- Salam-sosis
- İskoç viskisi
- Kurutulmuş sığır eti
- Et suları veya bazı soslar
- Buğday içeren bazı konserveler
- Hazır veya terbiye edilmiş çorbalar
- Çikolata barlar, dondurma, pudding
- Alman birası, viski, cin, votka
çölyak hastalığı hakkında

Öneriler
- Buğday unu yerine mısır, pirinç, patates unu ve bunlardan yapılmış ekmek ve hamur işlerini tüketebilirsiniz.
- Bulgur, kısır, makarna yerine pirinç ve pirinçten yapılan noodle tüketebilirsiniz
- Kahvaltılık gevrekler (örn. müsli) buğday içermektedir, bunların yerine mısır içeren kahvaltılık gevreklerini tüketiniz.
- Bikarbonat veya soda, krema olarak jelatin, mısır unu, pirinç, maranta nişastası kullanabilirsiniz.
Umarım yazımda Çölyak yani gluten toleransı ile ilgili sizleri biligilendirebilmişimdir. Sonra ki yazılarımda başka nelere dikkat etmemiz gerektiğini paylaşacağım, çünkü maalesef dış etkenlerde bir o kadar etkili. Eğer sizde yada sizde olduğunu düşünüyorsanız yada çevrenizde bir arkadaşınız varsa bu yazıyı paylaşırsanız sevinirim.
Son olarak Çölyak Hastaları İçin,
ÖNEMLİ ADRES VE TELEFONLAR
ÇÖLYAK DERNEĞİ
TEL: 0312-232 28 34
GSM: 0532-545 63 89
www.colyakankara.org.tr
ÇÖLYAKLA YAŞAM DERNEĞİ
www.colyak.org.tr
EGE ÇÖLYAKLA YAŞAM DERNEĞİ
www.egecolyak.org.tr
Sevgiyle Kalın, Sağlıklı Günler Dilerim...!

ARZU BOYACI